Demokratik Toplum sürecinde gençliğin rolü
Demokratik Toplum mücadelesi içerisinde gençliğin belirleyici rolü, kapitalist sistemin yarattığı ve yaratmak istediği kişilik tipolojilerini yıkmak, birey ve toplumu yeniden özgür ve komünal değerler etrafında buluşturma üzerine kurulmuştur
Afşin Aybar
Önder Apo’nun inisiyatifiyle gelişen Barış ve Demokratik Toplum sürecinde demokrasi ve özgürlükten yana tutum sahibi olan her birey, kurum ve oluşuma görevler düşmektedir. Gençlik toplumun en dinamik kesimidir. Yapısı gereği enerjiktir, sorumluluklara haizdir. Bu özellikler ona öncülük rolü verir. Her toplumun geleceğini belirleyen temel güç onun gençlik yapısıdır. Bir halk kendini gençlik sayesinde savunup geleceğe taşıyarak varlığını korumaya alır. Böylece toplumun bilinç ve aydınlanma evrelerine gençliğin dinamik çabası belirleyici olur. Bu anlamda gençliğin kendini koruması kadar örgütlenmesi ve kat edilen gelişmelerde rolü belirleyicidir. Bundan dolayı da gençler her zaman özgür düşünce ve demokrasi karşıtı güçlerin hedefi olmuştur.
Tüm sistemler inşa ve gelişim süreçlerinde gençliği etkileme ve etki altına almayı öncelikli amaç edinir. Çünkü sistemin inşası gençliği etkileme ve kendine bağımlı kılma başarısına bağlıdır. Kapitalist Modernite sistemi kadını tamamen etkisiz kılarken, gençlik kesimini sistemin hizmetine koşturur. Tüm kuşakların ideolojik kodlamasını gerçekleştiren Kapitalist Modernite, ulus-devletin ömrünü uzatmak ve kendini onun zihniyetiyle yaşatmak adına gençliği kategorize ederek kendini her daim model haline getirmek istemiştir. Kendini sanal teknoloji ve diğer kültürel argümanlarla cazibeli kılan kapitalizm, aynı zamanda bireyi statik ve mekanik kılarak kendisine ve toplumsal değer yargılarına yabancı olmasını sağlar. Toplumsal değerlere yabancılaşan birey, toplumdan uzaklaşır, bireycilik ve bencilik deryasına dalar. Bu toplumsallaşmadan uzaklaşmanın ana etkenidir. Bu uzaklaşma komünal birliği, örgütlenmeyi parçalar ve böylece toplum savunmasız kalır. Sürekli güncellenen teknoloji ve kültür araçlarıyla tüm algıları kendine çekerek düşünmeyi unutan, emeksiz, düzensiz, bireyci ve sanal kişilikler oluşturur.
Kapitalist sistemin saldırılarına en fazla Kürtler maruz kalmışlardır. Kültürel soykırım çerçevesinde yürütülen özel savaş politikalarıyla Kürtlerin varlığı hedeflenmiş, toplumsal varlığı,........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d