menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

ANARŞİZM ÜZERİNE

23 0
30.10.2025

Kavramlar inceleme altına alınmadığı takdirde bazı yumuşatılmış açıklamalar, bazı mahiyeti anlaşılamayan sloganlar yüzünden masumlaşabiliyor ve zihinlerde o şekliyle yer edebiliyor. Bu yüzden bir kavramı çarpıtmadan gerçekliğe uygun olarak irdelemek onu en doğru şekilde anlamamıza yardımcı olur. Doğru anlaşılması gereken kavramlardan biri de anarşizmdir.

İnsanın ortaya koyduğu kavramları anlamak için öncelikle insanı bilmek gerekmektedir. İnsan, yaratılışında belli meziyetlerle donatılmıştır: sabır, merhamet, doğruluk, adalet, alçakgönüllülük ve yardımlaşma bunlardan bazılarıdır. Bu meziyetler insan fıtratından gelir. Ancak insan, zamanla nefsine yönelerek bu meziyetlerini köreltebilir; yalana söyleyebilir, haksızlık edebilir, kibirlenebilir ve bencilleşebilir. İnsana verilen meziyetler nefis terbiyesi ile yeşerir veya nefsin azgınlığıyla körelir. Burada akıl, insanın yol göstericisi; nefis ise terbiye edilmesi gereken yönüdür. İnsanın melekleşmeye yönelmesi de hayvanî arzularına esir düşmesi de bu dengenin doğru veya yanlış işletilmesine bağlıdır.

İnsanî özellikler, onların yokluğu veya tahrif edilmiş hâlleri üzerinden anlatılıp farklı bakış acılarıyla incelenebilir. Bu durum kavramlar için de böyledir. Mesela adaletin kıymetini zulümle, merhametin kıymetini kinle anlayabiliriz. Ancak şunu unutmamak gerekir ki zulüm adaletin yokluğudur. Aynı şekilde anarşizmi anlamak da düzeni anlamlandırmakla mümkündür. Düzen; hukukî, fiilî ve ahlakî olarak incelenebilir.

Toplum için düzen, milletin ortak değerlerle uyum ve devamlılık içerisinde yaşamasıdır. Bu akış içerisinde meydana gelen olaylar; nesillerin birbirinden kopuk olmamasına, milletin dünü ve bugününün ahenk içinde olmasına olanak sağlar. Bu sebeple dünün tecrübesi bugüne aktarılır, şimdiki neslin daha az hata yapması sağlanmaya çalışılır. Dilin korunması, geleneklerin sürmesi, tarihî bilincin diri tutulması toplumun düzeni içerisinde gerçekleşir.

Düzenin kaynağı, geçmişteki insanların dışında toplumdaki inanç sisteminin kaidelerinden de meydana gelmektedir. Dinler; yasakları ve serbestlikleri ferdin ve toplumun daha rahat, daha doğru bir hayat sürmesi için ortaya koymuştur. Yaratıcının insanı insandan daha iyi tanıdığını bildiğimizde neden düzenine tabii olmamız gerektiğini anlamlandırmamız kolaylaşır.

Devlet, düzenin en üst temsilcisidir. Devletin olmadığı yerde milletin de varlığı tehlikeye girer. Bu sebeple devlet otoritesinin korunması milletin bekası için zorunlu görülür.

Şimdi düzen kavramının ışığında anarşizm kavramını inceleyebiliriz.

Anarşizm Nedir?

“Anarşizm; devletin ve zorunlu otoritelerin ortadan kaldırılmasını, insanların kendi özgür iradeleriyle bir araya gelip gönüllü birliktelikler kurmasını savunan düşünce akımıdır.”[1]

Aslında bu şekilde bakıldığında insanın özgür iradesinden bahsedilerek masum bir bakış açısı kazandırılmaktadır. Oysa içerisinde yer alan devletin ve zorunlu otoritelerin ortadan kaldırılması mevzusu irdelenmelidir. Devlet denen organizma insanlar için kontrol mekanizmasıdır. Ferdî ve sosyal adaleti tesis etmek için oluşturulmuş bir kurumdur. En basit anlamda şu anlatıyı hepimiz duymuşuzdur: İnsanlar; sosyal bir varlık olmanın getirdiği ihtiyaçları karşılamak için bir araya geldi, daha sonrasında bunları tesis edecek kurumun adına devlet dedi. Aslında buradan bakıldığında tanımdaki ikinci kısımdaki gibi insanlar kendi özgür iradeleriyle birlik kurarak devletleşmiştir. Dolayısıyla burada anarşistlerin aslında gönüllü birlikteliğe dayalı bir sistem istemekten daha çok kaosun hâkim olduğu bir dünyayı istedikleri söylenebilir. Çünkü devletin........

© Yeni Ufuk Dergisi