menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Uygar barbarlık düzeni ve iki işgal biçimi

57 1
11.07.2025

Türkiye, prangalarla boğuşuyor iki asırdır. Tek bir prangası yok Türkiye’nin: Hem kanlı hem de kansız prangaları var. Aynı anda ikisiyle de boğuşuyoruz yaklaşık yarım asırdır.

Kanlı prangalar, hem PKK ve Suriye’deki PYD / YPG uzantıları gibi Türkiye’nin parçalanması için icat edilen ve üzerimize salınan ayrılıkçı terör örgütleri hem de Türkiye’yi -ve bölgemizi- istikrarsızlaştırmayı amaçlayan DEAŞ, İran’ın bölgeyi kan gölüne çeviren şebbihaları Haşdi Şabi›leri ve türevleri gibi “proxy” -uzaktan kumanda edilen kukla- terör örgütleri.

WESTFALYA DÜZENİ’NİN SALDIRILARI VE YIKIMLARI

Bu meseleyi derinlemesine analiz etmeye çalışacağım birkaç yazıda. Bu analiz çabasını gerçekleştireceğim teorik çerçeveyi inşa etmem ve sizlere sunmam gerekiyor önce.

Yazının başında şu cümleyi kurmam farz oldu: Dünyada yalnızca Batı uygarlığı yaşıyor; Batı uygarlığının dışında hiçbir medeniyet, kültür, din varlığını -kendi olarak ve kendi kalarak- sürdüremiyor. Buraya bir mim koymamız gerekiyor öncelikle.

Hâl böyle olunca, bütün dünyaya, bütün insanlığa Batılı düşünme ve zihin kalıpları hâkim iki asırdır. Batı uygarlığı, kendisi dışındaki bütün medeniyetlerin varoluş zeminlerini de, varolma biçimlerini ve iradelerini de yok etti. Kendi olan ve kendi kalan, özgünlüğünü koruyan hiçbir medeniyet kalmadı. Bütün medeniyetler, bütün toplumlar, bütün dünya Batılı zihin, düşünme ve yaşama biçimlerine mahkûm edildi. Daha da vahimi, hiçbir medeniyetin veya toplumun kendi olmadığı, zihnen işgal edildiği henüz fark edilmiş bile değil. Bütün dünya, başına ne geldiğini bilmiyor. Bütün dünya Batı’ya teslim, bütün dünya yalana teslim. Uygar barbarlık düzeni olarak adlandırıyorum bu olguyu.

Burada, önce uygar barbarlık düzeni dediğim şeyin ne olduğunu ve nasıl oluştuğunu anlatacağım. Ardından bizim bu uygar barbarlık düzeninin gönüllü acentalığına soyunmamızın bizi nasıl kendimizden ve tarih yapmaktan uzaklaştırdığını, bizi bu topraklarda ve üç kıtada bin yıl hükümran kılan medeniyet mefkûremizi yitirmemize yol açan şizofren / çift kimlikli bir toplum icat ederek boynumuza geçirdiği kanlı ve kansız prangalarla bu toplumu bir yok oluş sürecine nasıl sürüklediğini göstermeye çalışacağım bir kaç yazıyla.

Bu ilk........

© Yeni Şafak