menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Algı, aidiyet ve iktidar: Belediyeciliğin görsel rejimi (2)

34 0
16.05.2025

Belediyelerin işleyişi, işlevleri konusunu iki ayrı yazıda mercek altına alıyoruz. MTO'muzun en parlak isimlerinden Mehmet Varıcı Hocamız, konuyu felsefî derinlik ve tad katarak nefis bir şekilde kaleme aldı. İktidar ve muhalefetteki bütün ilgililerin ilgisine… Zihin açıcı okumalar…


İDEOLOJİK ESARET DÜZENİ

Belediyecilik, yalnızca hizmetlerin organizasyonu değil, aynı zamanda kültürel temsillerin düzenlenmesidir. Yerel yönetimlerin görünürde tarafsız olan estetik ve kültürel tercihlerinin ardında, çoğu zaman belirli bir kimlik üretme ve tahkim etme amacı yatar.

Kültürel etkinliklerin programlanmasından sokak tabelalarının biçimine, tematik parkların içeriğinden duvar resimlerine kadar uzanan bu tercihler, kamusal mekânda ideolojik fetişler üretir. Belediyeler, bu yönüyle nötr bir hizmet sağlayıcıdan çok, belirli bir hayat tarzını imleyen ve yeniden üreten kültürel aktörlere dönüşür.

Bu üretim süreci, çoğu zaman çoğulculuğu güçlendirmek yerine, mevcut hakim mahallî yapılarının temsiline yönelir. Katılımcılığı esas alan bir kültür siyaseti yerine, temsiliyetin görsel imgeler üzerinden yeniden dolaşıma sokulduğu daraltıcı bir yapı öne çıkar. Böylece estetik müdahale, çevreyi düzenlemek yerine toplumsal aidiyetleri belirli bir eksende sabitlemek amacı taşır.

Belediyecilikte yaşanan kültürel ve ideolojik yönlendirme sorunu, yalnızca belirli bir siyasi eğilime özgü olmayıp farklı düşünce çizgilerinde yer alan tüm yerel yönetim biçimleri benzer yöntemleri benimser. Bu nedenle bazı şehirler, yerel yönetim düzeyinde ideolojik kutupların sembolik kalelerine dönüşür, tarafgir seçmenler için adeta bir kimlik sığınağı işlevi görür.

Bu tür şehirlerde seçmen davranışı, hizmetin niteliği ya da yöneticilerin liyakati üzerinden değil, mensubiyet duygusunu koruma refleksiyle şekillenir.

Yerel yönetimler ne ölçüde yetersiz olursa olsun, yöneticiler siyasî aidiyet üzerinden yeniden meşrulaştırılır ve bu döngü, toplumsal eleştiriyi felç eder. Böyle bir ortamda vatandaş olarak birey,........

© Yeni Şafak