15 Temmuz ve ötesi: Direniş ve diriliş ruhunun geleceği
Türkiye, terör örgütü PKK'ya silah yaktırdı. Tarihî bir sürece şahitlik ediyoruz. Benzersiz bir kardeşlik örneği inşa edilebilir. Tıpkı dün olduğu gibi.
Bu süreç şu temel gerçek üzerinden inşa edilmeli: Selçuk çocukları ile Salahaddin çocukları ne zaman birbirilerine omuz vermişlerse, o zaman tarihin akışını değiştirmişler. Ama öte yandan Selçuk çocukları ile Salahaddin çocukları ne zaman birebirlerine omuz vurmuşlarsa, ikisi de hüsrana uğramaktan kurtulamamışlar ve tarihten çekilmişler.
Bazı çevreler ve kişiler, bu benzersiz süreci, gölgelemek ve hatta baltalamak için yoğun gayret gösterecekler gibi görünüyor.
ÇIKIŞ YOLU: OSMANLI RUHU
İhtiyatla ama yılmadan bu sürecin son noktasına ulaşması için ülkenin bütün kesimleri elini taşın altına koymalı.
Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan, Kızılcahamam Kampı'nda tarihî bir konuşma yaptı. Ülkemizi ve bölgemizi barış ve kardeşliğin hâkim olacağı bir barış ve kardeşlik kıtasına dönüştürmek için var gücümüzle çalışacağımıza dair güzel, samimi ve sarsıcı cümleler kurdu. Türk, Kürt ve Arap unsurların el ele vererek bunu yeniden başaracaklarını söyledi.
CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel, inanılmaz bir şekilde çarpıttı bu son söylediğini Erdoğan'ın ve özetle, ümmet bilinci ile değil vatandaşlık bilinci ile hareket etmeliyiz, Erdoğan Arapların hamisi rolü oynuyor, şeklinde talihsiz bir cümle kurdu.
Tam sömürgeci zihniyeti var bu CHP'de. Türkiye’nin Türkler, Araplar ve Kürtlerle birlikte hareket etmesi, bölgeden emperyalistlerin defedilmesi için şarttır. Bundan şikâyet etmek, tam bir akıl tutulmasıdır, sömürgeci İngiliz, Fransız kafasıdır.
Sayın Özgür Özel'in ve CHP'nin zihnine kazıması gereken hayatî gerçek şudur: Emperyalistlerin buradan defedilmesi Türkleri, Kürtleri ve Arapları aynı çatı altında toplayan Osmanlı ruhu ile mümkündür. İslâm'ın kuşatıcı ve kucaklayıcı medeniyet tasavvurunun en son ve en sofistike meyvesi Osmanlı ruhunun altı asır hâkim olduğu bir süre zarfında Türk-Kürt çatışması gibi bir sorun yaşanmadı, yaşanamazdı da.
Osmanlı ruhunun yeşerttiği ümmet ve medeniyet bilinci, herkesi kucaklayan evrensel bir kardeşlik iklimi sunar, ümmet / medeniyet bilincine karşı çıkan, epistemik köle olduğunu ispatlar ve asla barış içinde bir arada yaşama modeli sunamaz. Kucaklayıcı Osmanlı ruhu değil de dışlayıcı primitif laikçilik uygulaması, iki halkı birbirine düşman ettirmeye ve kırdırmaya yol açtı.
Oysa biz bu sorunu ancak yine herkesi kucaklayan herkesin rahat nefes alabileceği Osmanlı ruhu........
© Yeni Şafak
