“Bilme-bulma-olma” yolculuğuna giriş: Kocaeli ‘Diriliş’ kampı
MTO akademik yaz kamplarımız başladı. İlk kampımızı hukuk ve siyaset felsefesi kampı ve sanat (film, mimarlık, edebiyat) araştırmaları kampı olarak Kocaeli Diriliş Kampı’nda gerçekleştirdik. Entelektüel seviye ve akademik kalite bakımından benzeri olmayan makalelerin sunulduğu, kardeşlik ruhunun zirveye ulaştığı, geleceğe iz düşüren nefis bir kamp oldu. Kampımızı Azerbaycan temsilcimiz Vuqar Azizov kardeşimizin o leziz kaleminden aktarıyorum.
MTO KAMPLARI: KALPLERİ KAYNAŞTIRAN VE BAL ÇIKARAN GÜZELLİĞİN YURDU
Üç günlük bir serüven. Sözlere sığmayacak bu serüveni özden anlatmak ne kadar da zor. Bu kampların en güzel tarafı da budur özlerden kaynayan yangınla kalplerde iz bırakmak.
Kalplerden esen rüzgârın mekânıdır kamplar. Azerbaycan’dan bu kampların heyecanı beni kuşatmıştır. İlim-irfan-hikmet ruhu sarar onu yangın yerine döndürür.
Yusuf Kaplan hocamız Kocaeli kampına “kampların anasıdır” dediğinde ben onun ne anlama geldiğini üç günün sonuna geldiğinde anlamaya başladım. Neden?
Bir ay kamplardaki mevzulara bütüncül bakıldığında Kocaeli kampının Diriliş serüvenine giriş olduğunu derinden anladım. Ama bu giriş de sadece sloganik bir ifade değildir.
Üç günlük yolculuk, aslında bilme-bulma-olma serüvenin küçük bir yansımasıdır ki, üçüncü günün sonunda insan özümseyebilir. Neyi anlatıyor bu üç günlük giriş?
Medeniyet mefkuresinin anahtarları bu kampların bir yerlerinde saklı. Ama mekanla sınırlı değil bu kamplar. Kamplar, kalplerin kaynaştığı ve ortaya bal çıkardığı güzelliğin yurdudur.
Aslında bu medeniyet mefkuresinin anahtarı, sadece bilgiyle........
© Yeni Şafak
