“Bilme-bulma-olma” yolculuğuna giriş - Kocaeli 'Diriliş' Kampı - 2
MTO olarak Kocaeli’nde çok verimli, ruh dolu, entelektüel ve akademik hayatımızın seviyesini yükseltecek güzel bir akademik kamp yaptık. Diriliş Kampı’nda gerçekleştirdiğimiz etkinliğimize desteklerini esirgemeyen Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanımız Tahir Büyükakın’a ve Genel Sekreter Hayri Baraçlı kardeşime yürekten teşekkür ediyorum.
Kampımızı medeniyet mefkûremizi dayandırdığımız Hadid Sûresi 25. Âyet’in tarihi yapan üç sütunu olan ilim / bilme, irfan / bulma ve hikmet / olma yolculukları ışığında değerlendiren bir metinle baş başa bırakıyorum sizi. MTO Azerbaycan temsilcimiz Vuqar Azizov kardeşimin leziz kaleminden güzel bir cuma yazısı bu aynı zamanda. Zihin açıcı okumalar…
KAMPIN İKİNCİ GÜNÜ: BUL’UŞMA SAFHASI
Hani bir deyim vardır ya: ‘dirilik birlikten çıkar.’ Aynı şekilde birlik de dirlikten neşvü nemâ eder. İkinci günümüz diriliş ruhunu birlikte bulma günü, bu meselin tezahür ettiği an dilimi gibi oldu.
Hukuk ve sanat... Modern dünyanın iki farklı dünyası. Birisiyle kafalar tahakküm altına alınır, diğeriyle bu tahakküm içinde terapiyle teselli olunur. İşte buradan anlaşılır: insanlar neden birbiriyle buluşamıyor. Buluşmayı bir kenara bırakın, kendisiyle bile buluşamıyor. Ama bu kampta bu iki farklı alan Ahmet Arif kardeşimizin ve Rumeysa Peker hocamızın dilinde buluştu.
HUKUK’LA SANAT’I BULUŞTURAN NOKTA…
Modern hukuku eleştirirken Ahmet Arif Kutlu kardeşimiz, çözümün şu veya bu kanunda olmadığını tam aksine teorik temellerde olduğunu öne çıkararak nasıl bir ontolojik kriz geçirdiğimizin üzerine bastı. Rumeysa hocamızın ise sinemayla kuşanan dünyamızda konuşma dilimizin kaybolduğunu ve bu dilin de yeniden inşa olunması gerektiğini vurgulaması, Ahmet Arif kardeşimizle aynı noktada buluşma zemini oldu.
Her iki dünya aslında ayrı dünyalar değil, aynı dünyanın farklı boyutlardaki yansımasıdır. Bu iki alan ontolojik zeminde buluştu. Hukukun dilinin sanat, sanatın beytinin / evinin hukuk olduğu........
© Yeni Şafak
