menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kapalıçarşı küresel finans merkezi

19 0
06.05.2025

Gençlere her sene sorarım İyi, Kötü, Çirkin filmini izlediniz mi, diye. Maalesef cevap negatif. Maalesef diyorum çünkü kuşak değişiminin ulusal ve evrensel şiddetini anlarım bu sayede.

Bu filmin esas esprisi diyaloglarda insanların hep ikiye ayrılarak tanımlanmasıdır. Final sahnesine gelindiğinde gene o diyalog belirir; “…

insanlar ikiye ayrılır; silahı olanlar ve kazmak zorunda olanlar.”

Amerikanvaridir bu söz. Silah adaletin değil, zulmün sembolüdür onlarda. Trump’a kadar da böyle geldiler.

Adalet hak getire de kazanlar kendine kazmaya başlayınca Trump’la işin rengi değişti…

İyi, Kötü, Çirkin’den mevzuya girmemin amacı silaha ya da silahın adaletine vurgu yapmak ya da Trump’la gelen değişimi tartışmak değil. Ama bu konulara da öylesine girmedim. Burada kesiyorum.

Mevzuya bu filmden esinlenen bir espriyle başlayacağım için buradan girdim;

ülkeler ikiye ayrılır; finansın sahibi olanlar ve finansa mecbur olanlar.

Finansın sahibi olanlar ülkeler yüksek refah deneyimler, finansın pazarı olanlar ülkelerse istikrarsızlık içinde sürüklenir.

Türkiye küresel bir finans merkezine sahip olmak istiyor. Böylece finansın pazarı olmak talihsizliğinden çıkmak istiyor. Bu tek başına bir talihsizlik değil. Bir tercih de… 60 Darbesi sonrası IMF ile ya da daha önceye gidilirse Kırım Savaşı borçlanması ile ortaya konulan bir tercih.

Anaakım bu tercihten vazgeçemiyor. Merkez Bankasının son ve yanlış hamlelerinden sonra ortodokslar........

© Yeni Şafak