menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ümmet gerçeğinden kim bir tehdit algılar?

48 1
26.07.2025

Türkiye’de geçerli olan İslamofobik söylem ve politikaların Batı dünyasındakinden çok daha kaba, saldırgan ve nefret dolu olması gibi bir gerçek var.

Bu gerçek biraz şaşırtıcı olabilir ama ismi Müslüman ismi, yaşadıkları toplum asırlarca İslam dünyasının merkezi olan bir ülkenin İslamofobik söylemlerde de Haçlı-Siyonist batı dünyasını geride bırakabiliyor olması yüzleşmemiz gereken bir gerçeklik.

Tabi bu yüzleşmenin bir sorgulamaya hatta bir yargılamaya değişmesi kaçınılmaz. Türkiye’de yıllarca başörtüsü yasağı normal bir uygulama gibi kabul edildi. Siyasal simge dendi, dini simge dendi, laiklik dendi, şu dendi bu dendi ama Müslüman halkın gözlerinin içine bakıla bakıla bu uygulama yapıldı.

Dünyanın her yanında başörtüsüne yan gözle bakmak bile İslam düşmanlığıyla aynı anlama gelirken bizde enteresan bir laiklik takıntısı adına koskoca siyasetçiler, bilim adamları, gazeteciler, okumuş elitler bu uygulamayı normal bir şeymiş gibi savundular, uyguladılar. O zamanlar Müslümanlar kibarlıklarından mı, tartışmayı daha fazla derinleştirmemek adına mı, karışlarına bu yasağın ideolojik referansı olarak konulan despotik kültlerle karşı karşıya kalmamak adına mı ne,

hiç adını adınca koymadılar. Başörtüsü yasağının doğrudan İslam düşmanlığı olduğunu, başörtüsünü yasaklamayı aklından geçiren birinin Müslüman olamayacağını, dolayısıyla bu topraklarla, bu vatanla ciddi bir sorunu olduğunu söylemediler.

Başörtüsü yasağını ancak bu ülkeye işgalci konumunda olanların düşünüp uygulayabileceğini de söylemediler.

Başörtüsüne gelinceye kadar tabi İslam’ın başka bir sürü değeri, sembolü, şiarı, kavramı tahkir edildi.

Alfabe değişikliğinin bir gerekçesi İslam’la ilgili değildi. Sözümona okur-yazarlığı daha fazla artırmak için olduğu söylendi, Arapça alfabenin zor olduğu, Türkçenin dil yapısını Latince kadar güçlü bir şekilde yansıtmadığı söylendi. Bu gerekçeler burada kalsa iyi, ama hemen ardından Arapçaya yönelik tahkir edici ifadeler küçücük çocukların, bizim çocuklarımızın dimağına işlenmeye çalışıldı.........

© Yeni Şafak