Nazi kamplarındaki Muselmann’dan Gazze’nin Müslüman’ına
Aksa Tufanı harekete geçtikten sonra İsrail’in içine girdiği azgın soykırımcı saldırganlık ortaya çok anlamlı bir karşılaşma çıkarmış oldu. 75 yıldır estirdiği işgalci terörüyle, bütün kurallardan istisna imtiyazlarıyla, emperyalist ülkelerden aldığı sınırsız destekle yenilmez, eğilmez, geçilmez, esnemez İsrail’in bütün paçasını işgalin yetimleri, yıllardır kuşatma altındaki Gazze halkı bozdu.
Alabildiğine asimetrik bir güç dengesi var ortada ama tam da azgın ve tanrılaşma iddiasındaki güçlere karşı Allah’ın cevap verme tarzıyla. Bu cevap tam da Kassam Tugayları eliyle muhatabına ulaşmış oldu. Bu karşılaşmada Hamas’ın bütün imkansızlıklara rağmen ortaya koyduğu performans Calut’a karşı Davut hikayesinin ne kadar güncel ne kadar tekrarlanabilir bir gerçek olduğunu gösterdi. Sadece o hikâyenin mi? Geçmişlerin masalları kapsamında, efsane sayılarak bugünün tarihselci anlayışı içinde geçiştirilen ne kadar hikâye varsa bunlara inanmaya hazır hale getirdi insanları. O kadar ki, hayatlarıyla ortaya koydukları özgürlük mücadelesinin asaletine bakıp şunu rahatlıkla söyleyebildik: “Bütün dünya esir, bir tek Gazze özgür”
Evet Gazze özgür, çünkü teslim olmuyor. Gazze özgür çünkü kendi iradesiyle savaşmayı, gerekirse onuruyla ölmeyi tercih edebiliyor? Bütün dünyayı ister medyasıyla ister kitle ideolojileriyle, sanat görünümlü göz boyama yollarıyla, isterse de kitle imha silahlarının tehdidiyle, isterse de dünya gücü ABD ve Avrupa’nın sınırsız desteğiyle isterse de bugün Trump da dahil birçok devlet ricalini kaset şantajlarıyla esir almış düzenden bağımsız olan tek halk. Bugün ABD’den satın aldıkları silahlarla devasa silahlı kuvvetlerini oluşturmuş Arap ordularının asla göze alamadıkları bir savaşı kendi geliştirdikleri son derece basit silahlarla göze alacak kadar cesur ve özgür. Esasen bu cesareti verenin silahlar veya hesapları denkleştirilmiş güçler değil kalpteki iman olduğunu aynelyakin göstererek.
Modern insan egemen düzenin karşısında bir çıplak hayata indirgenmiştir ve egemen düzen bugün Siyonizmle özdeşleşerek her türlü direniş ihtimalini şu veya bu yolla kırmıştır. Gazze’de uygulanan soykırım, açlıktan öldürmek bu egemen düzenin azgınlıkta ulaşabileceği sınırları bütün insanlığa gösterme fırsatı veriyor. Aslında modernite eleştirileri genel olarak bu tür yollarla egemen düzenin bütün hayatları biyolojik bir varlığa indirgeyebilme........
© Yeni Şafak
