menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bangladeş’te Devrim’in sosyolojisi ve geleceği

52 0
30.07.2025

DAKKA

Bugünlerde bir sene önce gerçekleştirmiş olduğu halk devrimini kutlamakta olan Bangladeş üç tarafı Hindistan ile bir tarafı da denizle çevrili bir ülke. Yani Hindistan’dan başka bir komşusu yok. Karayoluyla ilişki kurabileceği, irtibat kurabileceği başka hiçbir ülke yok. Deniz yolu başka herhangi bir ülkeye çok uzak o yüzden havayolundan başka bir irtibat şansı yok. Bu coğrafi konumuyla 1947’de Hindistan’dan Pakistan’ın bir parçası olarak bağımsızlığını kazanmış olsa da Pakistan’la beraberliği sadece 24 yıl sürmüş. Bu süre içinde Hindistan’ın bu coğrafi konumundan kaynaklanan siyasal, kültürel ve ideolojik cazibesine kapılarak 1971 yılında bu sefer Pakistan’dan bağımsızlığını kazanmış, ama bu ikinci bağımsızlığı adım adım onu Hindistan’ın uydusu bir ülke haline getirmiş. Bugüne taşınan ve muhtemelen gelecekte de yakasını hiçbir zaman tam olarak bırakamayacak olan bu coğrafi konumu.

Coğrafya bir yere kadar kader tabi, ama ne kadar etkili olsa da neticede Hindistan’ın kalbinde Müslüman bir ülkenin gelişmesini de engelleyemiyor.

Orada insanın coğrafya zindanını aşma arzusu bir şekilde kendini gerçekleştirecek bir yol arıyor.


BANGLADEŞ’TE BATILILAŞMANIN ADI HİNTLİLEŞME

Enteresan bir şekilde Bangladeş’te resmi ideoloji olarak güçlenmenin, çağdaşlaşmanın, rasyonelleşmenin adı

Hintlileşme

. Bizdeki Batılılaşmacılığa benzer taklitçiliğin, yabancılaşmanın buradaki yönü Hindistan.

Devletin ideolojik aygıtları Hindistan’a benzeyerek, onun yolundan giderek veya ona bağımlı hale gelerek makus kaderini yenebileceğini düşünen elitler yetiştirmiş yıllar içinde.

Bu elitler toplumun daha geniş ve daha yerli kesimlerince yabancılaşmış taklitçi elitler olarak niteleniyor tabi, ama onlara da imtiyazları veren 1971 bağımsızlık hareketinden sonra devletin Hindistan’la olan ilişkileri. Temmuz Devrimi o yüzden faşist, İslamofobik, baskıcı ve pervasız kleptomanik yolsuzluklarla özdeşleşen Hasina’ya karşı olduğu kadar onu bütün bu ilişkilerinde destekleyen Hindistan’a karşı bir öfkeli patlamayı da ifade etmiş.

Devrim gerçekleştikten sonra özellikle bu elitlerin yoğunlaştığı

Awami League

(Hasina’nın Halk Partisi), geçici hükümet tarafından Anti-Terör Yasası kapsamında siyasi faaliyetleri yasaklanarak seçimlere girmesi yasaklandı.

Bu, yeni dönemde bağımsızlık adına Hindistan karşıtı bir başka bir cereyanın eseceği anlamına geliyor.

BANGLADEŞ’İN ÖNÜNDEKİ MUHTEMEL ULUSLARARASI DENGELER VE ELİTLER

Ancak söz........

© Yeni Şafak