menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

70 yıl boyunca “sadece yaşanıp yazılanlar”

81 20
28.05.2025

AK Parti Kurucularından, eski İçişleri Bakanı, Devlet Bakanı ve Başbakan yardımcılığıyla son dönme Türk siyasetinde önemli bir yer almış olan Beşir Atalay “Dünden Bugüne Anılar”ını “Sadece Yaşayıp Yazdıklarım” başlığı altında geçtiğimiz günlerde yayınladı.

Beşir hocanın anılarını yazıyor olduğunu duyuyor ve bir an önce bu anılarını okumayı sabırsızlıkla bekliyordum aslında. 1947 doğumlu Hoca’nın hayat hikayesi siyaset öncesinde de aslında başladığı günden itibaren Türkiye’nin en önemli siyasi, kültürel ve entelektüel damarının aktığı mecralarda geçmiş, önemli olaylara, gelişmelere tanıklık etmiş bizatihi o olay ve gelişmelerin aktörü olmuş bir şahsiyet.

Aslında sonradan AK Parti olarak temayüz edecek ve belli bir noktaya evrilmiş olacak olan hareketin en iyi özetlenebileceği bir özgeçmişidir Beşir Hocanın hayatı. Anıları tam da bu özgeçmişi bütün örnekleriyle, entelektüel ve siyasi şahsiyetleriyle, tutumlarıyla ortaya koyan gerçek bir belgesel mahiyetinde. O yüzden yaşayıp yazdıklarına “sadece” ön ekini koyarak bir tevazu sergilemiş sayılmaz hoca. O “sadece” Türkiye’nin 70 yıldır yaşadığı bütün hikâyenin tam ortasından yaşamış gelmiş.

Yakın tarihimizle ilgili geçtiğimiz günlerde yazdığım iki makalede en yakın tarihimizin en karanlık tarih olmasıyla ilgili bir tespitte bulunmuştum. İşin ilginç tarafı bugün çok daha yakın bir tarihle ilgili tam aksi bir avantajla karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz. Belki Cumhuriyetin ilk yıllarında insanlar hatıralarını bu kadar rahat ortaya koyamayabiliyordu. Ortaya koymalarının önünde bizatihi devlet, kanun ve takrir-i sükun engelleri çıkabiliyordu. O yüzden daha dün olmuş olaylarla ilgili tek bir anlatımın, tek bir rivayetin geçerli olması yönünde inanılması güç tedbirler alınabiliyordu. Oysa böyle olması gerekmiyor. Tarih bilakis tam da bu dönemde bir olayı yaşamış insanların aynı olayla ilgili farklı şahitliklerinin toplamının ortada olmasıyla bir nebze daha sağlıklı değerlendirmelere konu olabilir.

Beşir Hoca’nın tanıklığı sadece AK Parti’nin kuruluşu veya parti yönetimleri ve hükümetleri içindeki yaşadıklarının magazinel boyutu açısından değil, asıl bu partiyi doğuran tarihi, siyasi ve sosyolojik koşulları ve nereden gelip nereye doğru evrildiğini ortaya koyabilmesi açısında çok önemli. Partinin kuruluşuyla ilgili anlattıkları zaten ayrı bir tarihsel belgesel........

© Yeni Şafak