İstanbul’da değişim ve dönüşüm nereden başlamalı
Şehir büyürken planlı davranılırsa, güvenlik gözetilirse, şehrin coğrafi özelliğine göre yerleşim sağlanırsa depremler tehlike olmaktan çıkar.
Deprem, gelişigüzel geliştiysen,
konut ve arsa rant rantının
büyüttüğü yüksek kazanç hırsının önüne geçemediysen İstanbul’daki gibi eğer çarpık ve kontrolsüz büyüdüysen tehlikedir.
O zaman deprem, İstanbul gibi metropol kentlerde yalnızca bir doğa olayı değil, aynı zamanda insan hayatını, fiziksel yapıları, altyapıyı ve ekonomik sistemi tehdit eden çok boyutlu bir risk olarak
masum ve da suçlu ayırmadan
yaşayan herkese bedelini ödetir.
**
İstanbul’un adına yakışır biçimde tarihine coğrafyasına ve kültürüne uygun bir tarzda gelişmesini sağlamak için depremi beklemek gerekmiyor.
Herkes bu
betonlaşma ve dikey yapılaşmanın
İstanbul’a yakışmadığını, değişim ve dönüşüm için harekete geçilmezse bugünkü çarpık büyümenin gelecekte daha büyük sorunların başlangıcı olduğunu biliyor.
Nereden başlanacağına karar vermek ve önceliği tespit etmek için İstanbul’un sosyo kültürel yapısını iyi tanımak gerekiyor.
İlke Vakfı’na bağlı Toplumsal Düşünce ve Araştırma Merkezi (
TODAM
) tarafından hazırlanan İstanbul 39: İlçelerin Sosyoekonomik Görünümü raporu bu konuda yeteri kadar bilgi veriyor.
**
“Marmara Denizi boyunca uzanan aktif fay hatları, İstanbul’u olası bir büyük deprem karşısında savunmasız bir........
© Yeni Şafak
