Etiket okuryazarlığı ve markaların iki yüzlülüğü
Paketlenmiş hazır gıda ve içeceklerin içinde neler olduğunu, katkı maddelerinin sağlığa ne kadar ve nasıl etki ettiğini bilmiyoruz.
Bilmek istediğimiz de pek söylenemez.
Neden?
Çünkü tüketim toplumuna dönüştürülmüş bir yığın var ve bu yığın bu kadar
büyük şirketlerin
çıkardığı ürünlerin sağlıksız olmayacağına inanıyor.
Reklamlarla kamuoyunda bu düşünceye yönelik
güçlü bir kanaat oluşturulmuş.
Beslenme tarzımız damak tadı ve haz kültürüne dayalı.
Dillendirmesek de gerçek şu; Sağlıklı beslenme gibi bir önceliğimiz yok.
Damak tadı ve aldığımız haz tüketmemiz için yeterli.
**
Tüketim toplumunun mimarı küresel şirketler.
Ekonomik açıdan birçok devletten güçlüler.
Yerel şirketler de onların ayak izinden gidiyor.
Devletler serbest piyasa mantığıyla seyrediyor.
Yani tüketici kendini korursa ne ala.
Öyle bir derdi yoksa ortada “alan razı veren razı” durumu var.
**
Avrupa ülkelerinde daha sağlıklı ürün üretirken aynı marka ürünü başka ülkelerde sağlıksız üreten küresel şirketler hem iki yüzlü hem pişkin.
Her şeyi kitabına uyduracak kadar güçlüler.
Yerel şirketlerin de çoğu büyük markaların yolundan gidiyor.
Merdiven altı tabir edilen düşük ve ucuz fiyatlı üretilen gıda ve içeceklerin sağlıksız olduğunu biliyoruz ama orada da şöyle bir oyun var;
Ancak kamuoyunda oluşturulan algı şöyle; Pahalıysa vardır bir hikmeti, ucuz ise........
© Yeni Şafak
