Stratejik otonomi ve Türkiye’nin artan önemi
Trump’ın daha güçlü bir etki gücü ile ikinci döneminde neler yapabileceği uluslararası ilişkilerin ana gündemlerinden biri. Sofistike ve dolaylı etki güçleri olarak değerlendirilebilecek aygıtları ortadan kaldırarak doğrudan güç kullanımına giden Trump’ın, çok kısa bir süre içinde oluşturduğu endişe, yeni bir zeminin inşa edilme zorunluluğunu da ortaya koymaktadır. USAID ile başlayan kısıtlamaları takiben VOA’yı (Voice of America)küçültme stratejisi ve dışarıda uluslararası kurumlara yönelik ayrıştırıcı tavır, Trump’ın bu tutumunu açık biçimde ortaya koymakta ve gücün aracısız kullanımına odaklanıldığını göstermektedir.
Trump’ın politikalarının yarattığı endişenin en iyi gözlemlendiği alan Rusya-Ukrayna savaşı.
Ukrayna’yı Rusya lehine masaya oturtma noktasındaki motivasyon ve güç kullanmak suretiyle barışı tesis etme stratejisi, özellikle Avrupa açısından çanların çaldığını göstermektedir.
Öteden beri tartışılan ama Trump’ın zaferi ile daha sıcak bir gündem haline gelen Avrupa’nın durumu, güvenlik tartışmaları başta olmak üzere birçok soru işaretini de gündeme getirdi.
Ursula von der Leyen başta olmak üzere AB dış politikasında etkili olan aktörlerin Ukrayna lehine yaptığı açıklamalar ve özellikle Alman basınında çıkan, “Avrupa olarak kendi yolumuzu çizmeliyiz”, “Trump ile sürdürülebilir bir ilişki mümkün değil” tarzındaki analizler, yeni endişeleri de beraberinde getirmektedir.
Rusya-Ukrayna savaşının bitirilmesi noktasında Trump’ın kararlılığı, Avrupa ve........
© Yeni Şafak
