menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İzdihar

93 1
17.05.2025

ABD Başkanı Donald Trump’ın Körfez turundan yansıyan çok çeşitli tablolarda, Ortadoğu coğrafyasının hangi istikamete doğru ilerlediğine dair dikkat çekici ayrıntılar vardı:

Bölgedeki zengin Arap ülkelerinin Amerika ve dünya sistemi ile tam bir entegrasyon içinde hareket etmek istediklerine dair kuvvetli bir niyet beyanı, bu ayrıntıların ilkiydi şüphesiz. Trump’a gösterilen izzetüikramdan imzalanan trilyon dolarlık anlaşmalara kadar, her adımda bunu görmek mümkündü. Adeta bir imparator muamelesi gören Trump, Arap muhataplarını gülücüklere ve övgülere boğmayı da ihmal etmedi elbette. Hatta dönüş yolunda şu cümleyi bile kurdu: “Ülkemiz onlara sevgi vermediği için, hepsi de sevgi açlığı çekiyordu.”

Trump’ın geleneksel folklor gösterilerinin yanı sıra -Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti Abu Dabi’de olduğu gibi- saçı açık genç kızların danslarıyla karşılanması, Körfez’de devlet eliyle epeydir sürdürülen bir politikanın yansımasıydı: Katı muhafazakârlığı ortadan kaldırarak, daha liberal, Batılı ve konfor odaklı halklar yaratmak. Bilhassa Körfez’deki genç nesillerin heyecanla desteklediği bu politika, Suudi Arabistan’da geniş katılımlı konserler, festivaller, futbola ve sanata yapılan devasa yatırımlar, turizmin canlandırılması vb. şeklinde kendisini gösteriyor. Bu bağlamda İslâm öncesi unsurların da öne çıkarıldığı, İslâmî hafızada Câhiliyye dönemiyle özdeşleşen sembollerin “millî........

© Yeni Şafak