Direniş ve kayıt
Yazmak, şahitlik yapmaktır. İnsan yazarak hem kendi kendinin şahidi olur hem dönemine ve hadiselere şahitlik eder hem de şahitliğini bütün insanlık adına yapar. Tarih kendi mecrasında akışını sürdürürken, insan -adeta coşkun bir selin önüne katıp götürdük-lerinden bir şeyler kapmaya çalışmanın canhıraş gayretiyle- unutmamak ve unuttur- mamak için yazar. Hatta bazen, bizzat kendisi unutulmamak için…
Gazze’de, masum bir halkın dünyanın gözleri önünde uğradığı soykırımın en canlı tanıkları olan gazeteciler, bir yandan ağır imtihanlarla karşı karşıya kaldılar, bir yandan da yaşananları dünyaya duyurmanın yükünü omuzladılar. Yaptıkları şeyin kıymeti ve önemi, zaman geçtikçe çok daha iyi anlaşılacak.
Merkezi Katar’ın başkenti Doha’da bulunan El-Cezîre Medya Enstitüsü (Al Jazeera Media Institute), Gazze ve Batı Şeria’da ateş çemberinden geçen tam 16 gazetecinin birinci elden gözlemlerini ve tecrübelerini bir araya getirerek “Zulmün Tek Şahidiyiz Biz” üst başlığıyla Arapça ve Türkçe olarak yayınladı. Sağ olsunlar, Türkçe baskının takdim yazısını kaleme alma sorumluluğu da bana tevdi edildi. Okyanusta bir damla misali, böylesi önemli bir işin parçası olabildiğim için kendimi nasipli hissediyorum.
(“Zulmün Tek Şahidiyiz Biz”i şu linkten ücretsiz olarak indirebilir, okuyabilir ve dilediğiniz kişilerle paylaşabilirsiniz:........
© Yeni Şafak
