menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Trump’ın sırrı

97 5
22.09.2025

Trump ilişkilerinde son derecede tuhaf bir çizgi tâkip ediyor. Onun gözünde ekonomik nitelikli meseleler her zamân siyâsî veyâ diplomatik nitelikli meselelere göre baskın bir mâhiyet taşıyor. Yâni Trump kiminle masaya oturuyorsa zihninde

ondan ne alacağı ve ona satacağından başka

bir şey yok. Bir siyâsetçinin ekonomiyi merkeze alması kendi içinde anlaşılabilir bir durumdur. Trump’ın bu yaklaşımın sıkıntılı kulan husus,

alacaklarını karşılıksız, hattâ gasp edici bir şekilde istemesi; buna mukâbil satacaklarını yüksek bedellerle, karşısındakine hiçbir pazarlık fırsatı vermeden

dayatmasından kaynaklanıyor.

İktidârının daha ilk haftalarında Kanada ve Grönland’ı gözdağı vererek ABD’ye katmak istemesi onun bu yaklaşımını son derecede açık bir şekilde ortaya koyuyor. Bu talepler karşısında pek çok otorite bunu ABD’nin o herkesin çok âşina olduğu yayılmacı arzularının yeni bir açılımı; yeni bir kovboyluk olarak algıladı ve değerlendirdi. Hâlbuki ne Kanada ne de Danimarka’nın bir parçası olarak Grönland Batı (Atlantik) sisteminin hâricinde değildi ki. Bu tehdikârlığa, meydan okumaya ne ihtiyaç vardı ? Ama daha sonra anlaşıldı ki, Trump bu aşırı talepleri esas olarak

Kuzey Kutbu ve Kuzey Denizi’nde var olan zengin nadir elementler için

istiyormuş. Yâni stratejik ve askerî sâiklerle değil.

Başka bir misâl verelim.

Trump’ın Körfez çıkarmasını

herkes hatırlayacaktır.İrili ufaklı zengin Arap devletlerine yaptığı ziyâret herkesi heyecanlandırdı. Medyalarda bu ziyâretlerin siyâsî ve stratejik çıktılarının neler olabileceği uzun uzun tartışıldı. Ama artık anlıyoruz ki, Trump’ın bagajında bunlardan hiçbiri yoktu. O, zengin Arapların paralarına göz dikmişti. Onlara

ne kadar silâh satacağının, çöllere ne gibi teknolojik yatırımlar yapıp oralardan neler kaldıracağının

derdindeydi. Ziyâretler tamamlandığında, Trump etrâfına gülücükler dağıtıyor, istediklerini elde etmiş başarılı bir işadamının pişkin edâsıyla beyânatlar veriyordu. Geride sâdece trilyonlarca........

© Yeni Şafak