Savaş içinde savaş
Dikey bir eksende bakacak olursak Türkiye tam da iki büyük istikrarsızlık sâhasının arasında kalıyor. Kuzeyimizde, Karadeniz’i içine alan Rusya-Ukrayna savaşı; güneyimizde ise İsrâil-Filistin savaşı devâm ediyor. Bu savaşları ateş hattındaki münferit güçlerin savaşları olarak değerlendirmek son derecede hatâlı olacaktır. Daha tutarlı ve ihâtalı olan ve ateş hattındakilerin arkasında hangi güç kümelenmelerinin olduğunu dikkate alan değerlendirmelerdir.
İlkinden başlayalım.
Rusya-Ukrayna savaşı sâdece Rusya ile Ukrayna’nın savaşı değildir.
Rusya’nın farklı derecelerde de olsa , İran, Çin ve Kuzey Kore’nin desteğini aldığını biliyoruz. Beyaz Rusya, Slovakya ve Macaristan tâlî , ama hatırı sayılır derecede Rusya’ya yakın duran devletler topluluğunu oluşturuyor. Buna mukâbil İngiltere merkezde olmak üzere Almanya, Fransa , Polonya, İsveç, Finlandiya, Norveç, Danimarka,Hollanda ve Baltık devletlerinden mürekkep Avrupa güçleri Ukrayna’yı destekliyor. ABD, Biden devrinde bu kümenin içinde idi. Bu kümelenmeyi nasıl izah edeceğiz? Bunu, kaynaştırıcı
NATO bağlamında büyük çaplı bir ABD -Avrupa ittfâkı
olarak değerlendirebiliriz. Daha yakından bakıldığında ise bunun
Angloamerikan çekirdeği olan bir ABD-Avrupa ittifâkı
olduğuna da işâret edebiliriz. Daha mikroskobik çalışacak olursak; mezkûr kümelenmenin ABD ve İngiltere’den meydana gelen Angloamerikan çekirdeğin, Kıt’a Avrupası’nı güttüğü ve sürüklediği bir oluşum olduğuna da hükmedilebilir.
Angloamerikan çekirdek kırılmaz sertlıkte bir çekirdek değildir. Kendi içinde de bir çekişmenin potansiyeli taşıdığını görmek lâzımdır. II.Umûmî Harp sonrasında İngiltere’nin dünyâ hâkimiyetini ABD’ye teslim etmesinin gönüllü bir devir teslim olmadığını hesap etmek ve unutmamak icap eder. Bana kalırsa, İngiltere bu devir teslim sonrasında ikili bir doğrultu tâkip etti. Bir taraftan, küresel ekonomik kazanımlarını emniyet altına aldı ve ABD’nin güçlü koruyucu kanatlarına tutunarak ve ona kuvvetli bir ortaklık sağlayarak konumunu muhafaza etti.(Körfez Savaşı bu ortaklığın zirve yaptığı bir hâdisedir). Diğer taraftan, bir gün yeniden ondan dünyâ hâkimiyetini yeniden alabilmesinin imkânlarını........
© Yeni Şafak
