menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Geciken savaş

84 1
15.09.2025

Bu yazılarda sık sık vurgulandığı üzere dünyâ kapitalizminin derin bir çelişkisi var. Ona has birikim ve yatırım süreçleri, diyalektik olarak bir dizi krizi de berâberinde getiriyor. Daha basit olarak ifâde edecek olursak, ilânihaye devâm eden bir ekonomik kalkınma ve refah artışı geçerli değildir. Çünkü kalkınma ve refah gibi parlak süreçler zamân içinde, kapitalizmin iki ana sütunu vücûda getiren emek ve sermâyenin verimliliğini düşürücü bir tesir doğuruyor. Şişkin orta sınıflaşmayla berâber seyreden refah artışı tek başına ekonomik bir büyümenin neticesi değil; ondan daha mühim olarak onun sönümlenmesini doğuran bir âmildir.

Bu durumlarda sermâye iki şeyden birisini yapar. Evvela ilki üzerinde duralım.İlk ihtimâl, sermâyenin siyâsî ağırlığını jingoizme kaydırmasıdır. Jingoizm, kabaca savaşı siyâsetin önüne koşmak, savaş çığırtkanlığı yapmak demektir. Savaş kapitalizmin tabiatına mündemiçtir. En zor ve dar zamânlarda kapitalizmin imdâdına yetişir. Hem ekonominin askerîleşmesi üzerinden canlılığı yeniden sağlar hem de savaş sonrası ortaya çıkan yıkımın giderilmesi için yapılması elzem olan yatırımların önünü açar. Elbette jingoizm, en büyük desteğini nazizm, faşizm gibi ideolojilerden alır.

II. Umûmî Harp ile 1929 Dünyâ buhrânı arasındaki derin ilişkiler artık herkes tarafından biliniyor. II. Umûmî Harp sonrası kurulan dünyâda sağlanan hızlı kalkınma ve büyüme süreçleri de bu kavrayışın diğer boyutunu veriyor. Tekmil tahribatlarıyla savaş ve tekmil nimetleriyle refah, kapitalizmin iki veçhesini ortaya koymaktadır. Biri olmadan diğeri olmuyor. Hep söylerim; eğer nükleer tehlike olmasaydı, döngü yine devreye girer, 1970’lerin sonlarında veyâ 1980’lerin başlarında III. Umûmî Harp patlak verirdi. Çünkü bu târihler, savaş sonrası yaşanan refah artışının sermâye ve emeğin verimliliğinin dramatik düşürmeye başladığı târihlerdir. Ama nükleer tehlike caydırıcı bir tesirde bulundu. Yaşanan kayıplar, katı bir dolarizasyon üzerinden aşırı finansal büyümelerle telâfî edilmeye çalışıldı. Bu da çâre olmadı. Bahsi geçen verimlilikler düştüğü için basılan paralar üretime dönmedi ve çeşitli sektörlerdeki balonlaşmalar olarak tâbir edilen şişmelere yol açtı. (Tüketim kapitalizmi olarak bildiğimiz,........

© Yeni Şafak