menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bâzı güç kümelenmeleri üzerine

77 1
28.04.2025

Sûriye’de henüz sular durulmadı. Bâzı tuhaf gelişmeler yaşanıyor. Bunlar

Sûriye’deki yeni yapılanmanın federal bir yapıda şekillenmesini

zorluyor. Kesin konuşmak için henüz erken. Ama son genişletilmiş Kürt toplantısı tam da bunu imliyor. Şaşırtıcı olan, Fırat’ın doğusundaki PKK temelli Kürt oluşumuna KUK (Kürt Ulusal Konseyi) ve Irak’daki özerk Kürt yönetiminin de destek vermesi. Türkiye’nin başlattığı, İmralı’nın ve DEM’in destek verdiği terörden arındırılmış Türkiye teşebbüslerini üzerlerine aldıklarına işâret eden herhangi bir emâre de hissedilmiyor. DEM burada ikili bir profil veriyor.. İçeride PKK’nın silâhsızlandırışmasına sâhip çıkarken Sûriye’deki özerklik toplantısına destek veriyor. Anlaşılıyor ki Kürt bağımsızlığını savunan çevreler Sûriye’nin içinde bulunduğu vaziyeti, ileride gerçekleşmesini umdukları

Büyük Kürdistan’ın gerçekleşmesi için altın bir fırsat

olarak değerlendiriyorlar. Ahmed Eş Şara yönetimi ise Şam’da hayli sıkışmış görünüyor. Esed devrinde başlatılan yaptırımların kaldırılması Şam için son derecede kritik. Batılı çevreler Şam ile yakın ilişkiler kursa da, henüz Ahmed Eş’Şarâ’nın başında olduğu örgüleri terör listesinden çıkarmış değil.

Şam’a nefes aldırmıyorlar.

Kendi şartlarını dayatıyorlar. Bunların arasında federal bir Sûriye yapılanması olduğunu görmemiz lâzım. Şam’ın gönlünden geçenin ,tıpkı Türkiye gibi üniter bir Sûriye olduğuna şüphe yok. Lâkin bu baskıları nasıl karşılayacaklarını bilemiyoruz. Son açıklamalarından birisinde Ahmed Eş’Şâra’nın

İsrâil ile normalleşme arzusunu

vurgulaması ne kadar sıkışmış olduğunu gösteriyor. Batılı devletler , İsrâil , Körfez Araplarının ve unutmayalım Yunanistan’ın Fırat’ın doğusundaki özerk oluşumu desteklemelerinin sebebi

Sûriye’de İran’ın doğurduğu boşluğun Türkiye tarafından doldurulmasını

istememeleridir.


Sürecin mühendisliğini ABD-İsrâil ve Fransa’nın yaptığını görüyoruz. Bu güç kümesi kendi içinde birlik göstermiyor. İsrâil, Türkiye’ye karşı en radikal kanadı oluşturuyor. Onu Fransa tâkip ediyor. ABD ise onlar kadar Türkiye’nin dışlanmasını istemiyor. Buna ilâveten İsrâl’deki şâhin siyâsetleri her zaman beklendiği kadar sâhiplenmiyor.

ABD bir şekilde........

© Yeni Şafak