Filistin bağımsızlık mücadelesinin Batı uygarlığına etkisi
Filistin bağımsızlık mücadelesi, yüz yıllık tarihi boyunca tek düze bir seyir izlememiştir. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki dönemlerde ortaya çıkan hareketler daha çok sosyalist ve milliyetçi bir çizgideydiler. Daha önce İngiliz manda yönetimine karşı mücadeleye atılan kişi ve grupların ise dinî nitelikleri ağır basıyordu. Seksenlerden sonra Filistin bağımsızlık mücadelesiyle özdeşleşen Hamas da dinî nitelikleriyle temayüz etmiştir. Bu hareketlerin ortak özelliği bir halkın kendi kendini örgütlemesiyle ortaya çıkmış olmalarıdır. Bu da Filistin bağımsızlık mücadelesine dinamik bir karakter kazandırmıştır. Harekete yön veren gruplar birtakım ülkelerle temas kurmuşlardır fakat Filistin bağımsızlık mücadelesi hiçbir zaman vekâlet savaşları içinde değerlendirilmemiştir. Bu mücadeleye dâhil olan gruplar da vekil savaşçılar statüsüne indirgenememiştir. Filistinliler hem İngiltere’ye hem de İsrail-ABD’ye karşı mücadele ederken kimliklerini kendi şartları içinde geliştirmişlerdir.
Filistin bağımsızlık mücadelesinin en belirgin vasıflarından biri de İngiliz manda yönetiminin başlangıcından itibaren ulusal sınırlar içine hapsolmamasıdır. Mücadeleye yön veren kişi ve gruplar Mescid-i Aksa merkezli olarak daima İslam coğrafyasının neredeyse tamamıyla ilişki kurmaya çalışmışlardır. FKÖ de aynı çizgide hareket etti. Filistinli gruplar İslam ülkelerinin çok önemli bir kısmıyla sürekli olarak iletişim hâlindeydiler. Bu mücadelenin millî vasıfları İslam ülkelerinden kopmayı gerektirmemiş, bilakis çok........
© Yeni Şafak
