menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Vergisiz infaz

10 0
01.10.2025

Türkiye’de ekonomi politikaları uzun süredir, gelir dağılımı adaleti ve mali eşitlik ilkeleriyle çelişen uygulamalara sahne oluyor. Bu durumun en çarpıcı örneklerinden biri,

yol kenarında simit satan esnaftan, mahalle bakkalından, kahveciden hatta limon tezgâhı açan çocuktan bile vergi alınırken; yüksek gelirli döviz spekülatörlerinin neredeyse vergisiz biçimde sistem dışı kazançlar elde etmesidir.

Böylece vergi, vatandaş için boyunduruk; spekülatör içinse bir tür dokunulmazlık belgesine dönüşüyor. Sıradan vatandaş vergi arenasında gladyatör gibi aslanlarla boğuşurken; döviz zengini spekülatörler ise protokol tribününde serin içeceklerini yudumlayarak keyif sürüyor.


DENETİMSİZ SERVET TRANSFERİ

Özellikle düşük faiz dönemlerinde bankalardan sağlanan ucuz TL kredilerle yapılan döviz alımları, piyasada ciddi kur baskısı yarattı. Bu mekanizma yalnızca yapay döviz talebini körüklemedi; aynı zamanda kurda ani sıçramalara ve finansal piyasalarda kalıcı oynaklığa zemin hazırladı. Böylece TL’nin üretim ve yatırıma yönelmesi gereken kaynakları, spekülatif amaçlarla dövize kaydırıldı. Sonuçta halkın satın alma gücü erirken, bazı sermaye grupları hiçbir üretim yapmadan kur farkından büyük kazançlar elde etti. Eğer mevcut yasal çerçeve etkin biçimde işletilseydi, bu tür işlemlerle spekülatif kazanç arayışına giren aktörler caydırılabilirdi. Döviz işlemlerinin vergilendirilmesi, TL likiditesinin üretim ve yatırım alanlarına yönlendirilmesini sağlarken aynı zamanda spekülasyon iştahını da törpülerdi. Ancak

burada amacın, enflasyondan korunmaya çalışan vatandaşı cezalandırmak değil; büyük sermaye çevrelerinin finansal sistemi bir saldırı aracına dönüştüren hamlelerine set çekmek olduğu gözden kaçırılmamalıdır.


YENİ DÜZENLEME NE SAĞLAR?

Döviz kazançlarına yönelik vergilendirme mekanizması, teknik olarak doğru kurgulanıp etkin biçimde uygulandığında, yalnızca........

© Yeni Şafak