Cumhur Reyonu’ndaki ortodoks trüfü
Türkiye’deki gıda enflasyonu artık yalnızca ekonomik bir gösterge değil; düşük ve orta gelirli hanelerin yaşam standartlarını doğrudan tehdit eden kapsamlı bir toplumsal sorun hâline gelmiş durumda. Yeni Şafak Gazetesi’nin gündeme taşıdığı ve kamuoyunda geniş yankı uyandıran ‘Cumhur Reyonu’ önerisi de bu bağlamda basit bir fiyat indirimi ya da popülist bir tüketim hamlesi değil; dar ve orta gelirli kesimlerin temel ihtiyaçlara erişimini kolaylaştırmayı amaçlayan, piyasa içi sosyal müdahale modeli olarak değerlendirilmesi gereken bir gereklilik.
ENFLASYON MANİPÜLASYONU DEĞİL, SOSYAL MÜDAHALE ARACI
Bazı çevrelerin iddia ettiği üzere Cumhur Reyonu uygulamasının temel amacı, manşet enflasyonu düşük göstermek değil. Bu tür iddialar, yalnızca teknik iktisat bilgisine olan mesafeyle açıklanamaz; aynı zamanda toplumsal yarar içeren her girişime genetik düzeyde alerjisi olan “yorumcu organizmaların” doğal refleksi olarak da değerlendirilebilir. Bu kurgu karakterler genellikle,
ortodoks ekonomi politikalarını kutsal metinler gibi ezberlemiş, kamunun sosyal müdahalesini bir tür “ekonomik günah” gibi gören, her “piyasa dışı” hamleyi de Rodos Kuşatması kadar tehlikeli bulan düşünce ekolünün modern müritleridir
-teşbihte hata olmazsa-.
Oysa
Cumhur Reyonu, fiyatları masa başında hokus pokusla manipüle etmeye değil; piyasa içinde, kamu garantili bir “güven rafı” inşa ederek, üretici ile tüketici arasında makul, erişilebilir ve nefes aldıran bir temas zemini kurmayı hedefliyor.
Bu aynı zamanda “devlet marketçilik yapmaz” diyenlere inat, devletin raflarda da var olabileceğini hatırlatan bir kamusal müdahale önerisidir. Kısacası, burada devletin fiyat düzenlemesi yapması piyasanın ölümü değil, panikatak geçiren tüketicinin yeniden soluklanmasıdır.
CUMHUR REYONUNU Tİ’YE ALANLAR
Kamuoyunda, artık adından mı yoksa potansiyel tadından mı........
© Yeni Şafak
