menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Al vergiyi indir faizi, indir faizi al vergiyi

20 15
23.07.2025

Mayıs 2023’te enflasyon 9, tüketici güven endeksi 91, kur 19 TL ve politika faizi  seviyesindeydi. Bugün gelinen noktada ekonomi, dalgalı döviz kuru ile yüksek faiz arasında yön arayan bir yapıda ilerliyor. Kur artışıyla birlikte maliyetler hızla yükselirken, bu artış doğrudan raf ve mutfak fiyatlarına yansıyor. Yüksek faiz politikası ise enflasyonu bir yandan düşürmeye çalışırken, reel sektörü baskı altına alıyor; yatırımcılar artan finansman maliyetleri nedeniyle yatırımı erteleyip faize yöneliyor. Vatandaşın borçlanma maliyeti yaklaşık 2,5 kat, şirketlerin borçlanma maliyeti ise yaklaşık 3,5 kat artmış durumda. Bu koşullar altında döviz kuru ve faiz baskısı, üretimi ve tüketimi aynı anda daraltıyor; ekonomik çarklar yavaşlarken, kırılganlıklar artıyor ve özellikle sabit gelirli kesimlerin refahı belirgin şekilde azalıyor.

Bugün geldiğimiz noktada reel faizin olduğu seviye ve enflasyon verileri birlikte değerlendirildiğinde

Merkez Bankası’nın güçlü bir faizi indirimine gitmesi ve piyasa beklentilerine yön vermesi önem taşıyor. “Döviz fırlar”cıların 250 baz puan indirimi zorbaladığı Merkez en az mart seviyesine (42,5) dönerek iyi bir başlangıcı hak ediyor.


KUR VE FAİZ ARASINDA BÜYÜYEN SERMAYE: KİM KAZANIYOR?

Son yıllarda yaşanan döviz kuru şokları, faiz baskısı ve borsa manipülasyonları, yalnızca küresel ekonomik gelişmelerin değil; aynı zamanda Türkiye’nin iç dinamiklerinin ve güçlü sermaye gruplarının yönlendirdiği sistematik spekülasyonların bir sonucu olarak ortaya çıkıyor.

Sayıca sınırlı ancak ekonomik etkisi büyük olan bu gruplar, piyasa göstergeleri üzerinde belirleyici rol oynuyor. Türkiye’de yaklaşık 12 ila 15 bin kişilik bu sermaye kesimi, bankacılık sistemindeki toplam mevduatların yaklaşık `’ını kontrol ediyor. Bu bireyler,........

© Yeni Şafak