menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Dil düzleşmesi

14 0
yesterday

Seyredenler iyi bilirler. Eski Türk sinemasının Türk edebiyatıyla güçlü bir bağı vardı. Özellikle içtimai sorunları ele alan filmlerde konu tespitinin yanı sıra karakterler ve konuşmalar güçlü edebî tahkiyelerin görselleştirilmiş hali gibiydi. Yeşilçam sonrasında Türk sineması peyderpey edebiyattan özellikle hikâye geleneğinden koptu. Edebiyattan kopmanın üç önemli sonucu var.

Birincisi hem konu seçimi hem de olay örgülerindeki çeşitlilik ve zenginliğin yitirilmesi. Konu ve olay örgüleri bakımından neredeyse birbirinin tekrarı filim ve diziler sinema sektörünü işgal etmiş durumda. Mevcut tekdüzeliğin dışına çıkmak, epeyce büyük çabayı gerektiriyor olmalı. Oyunculuktaki ustalıkların ve görsel tekniklerle güçlendirilmiş sahte tahyillerin başarısının gizlediği bir yüzeysellik hâkim sinemaya.

İkincisi, anlatılardaki derinliğin önemli ölçüde yitirilmesi. Kuşkusuz derinlik yitimi, mutlak olarak edebiyattan kopmaya bağlanamaz. Çünkü edebiyatın da derinliğini kaybetmeye başladığı söylenebilir. Genelde dinî düşünce özelde metafizikten kopan bir edebiyat ancak derin görünen yüzeysel psikolojik tahliller veya içtimai durum tasvirleri........

© Yeni Şafak