Kemalizm tarikatına doğru…
Mimarlık psikolojisi
, “inşa etme sanatının ilgili araçları sayesinde fertlerde uyandırılan ruhsal etkilerin izlenim / intiba yoluyla dışavurumu” olarak tanımlanır.
Bu tanımda, mimarlığının mahiyetiyle fonksiyonunun ya da özüyle işlevinin çakıştırılması gözetilmez, bilakis ait olduğu sanattan ve onu eser olarak ortaya çıkaran sanatçıdan bağımsız olarak orta yerde duran bir mimari yapının onunla kurulan göz ve akıl temasının ruhlar üzerinde yaptığı etkiyle bu etkinin söze, soyuttan somuta yani bilgiye dökülme süreci gözetilir.
Diğer bir ifadeyle, kişiler bu tanımda hem isim hem de mizaç/ferdiyet olarak
birlikte silinir
. Zira i
sim
lendirme sadece
işare
tlemeden ibaret olduğu için, isimlendirilenin mahiyeti hakkında bir bilgi vermez. Dolayısıyla izlenen bir yapı onun izlenmesiyle oluşan ruhsal bilginin dışavurumundan ibaret olur.
Biz de bu
izleğe
uygun olarak,
Her yığın layık olduğu efsaneyle yönetilir
başlıklı yazımızda ilkin
Kemalizm tarikatına
vurgu ile Selçuklu ile Osmanlı’nın Bâtınîler, Fâtımîler ve İsmailîler’le muhatap olma tarzlarının izlenim esasında dışa vurumları hakkında altı menzillik bir yolculuk yaptık.
Şimdi sıra o yazılarımızın ilk hareket noktası olan
Bâtınîlikle Kemalizm
tarikatları arasındaki ilişkiyi tam da zikrettiğimiz usulle ele almaya geldi.
Batınîlikle Kemalizm tarikatı arasındaki ilişkinin temelinde, önceki yazılarımızda zikrettiğimiz
din
esaslı iki
arayış
ve uygulamanın yattığı malumdur.
Buna göre Selçuklu’nun heretik unsurlarla karşıtlığa, Osmanlı’nın........
© Yeni Şafak
visit website