Maske
‘Siege’ diye bir film (1998) vardır. Terör olayları nedeniyle orduyu New York’a sokma kararı alınır. Başa getirilen general (Bruce Willis) şöyle der; “Ordu çakı değildir”… Yani, “sonuçlarına katlanabilecek misiniz”?..
Bugün Los Angeles’te yaşanan protesto olayları/isyan/kalkışma, ne ise, bastırılması için kullanılan Ulusal Muhafızlar ya da Amerikan ordusunun şehre sokulması, ülke tarihi açısından 2021’de yaşanan Kongre Baskını kadar siyasi sonuç üretebilir. Ya da daha doğrusu, Los Angeles, o Kongre’nin sonucudur!..
***
Berbat huydur, bırakamıyoruz, her olayın dünyanın ahengi, hayatın akışı içinde “müstakil” olduğuna inanıyoruz. Çok kötü. Oysa, “kendiliğinden işler” o denli nadirdir ki…
Şöyle olmadı mı; önce Ukrayna, Rusya’ya sıra-dışı bir saldırı düzenledi. Ertesi gün İstanbul’da Kiev ve Moskova heyetleri buluşacaktı, buluştular da. Bir şey çıkmadı ama önemli değil. Sonra Elon Musk olayı patladı, ardından da Los Angeles’ta büyük ve bir-iki şehrinde minik kalkışmalar…
Mesele şu; Ukrayna savaşı özelinde yaşananlar ile ABD özelinde yaşananlar arasında bir ilişki, zaman kardeşliği, manidârlık var mı?
Zincirin bir baklası eksik hissi var,
bağlantı
halkası yani. O da, İstanbul’un hemen ardından gerçekleşen
Trump-Putin görüşmesidir…
Kremlin’in görüşmeye dair resmi açıklamasında olmayan bir cümle, ABD/Trump’ın açıklamlasında var; “Ukrayna saldırısından haberimiz olmadığını/bize haber verilmediğini söyledim”. Trump, bu cümleyi başka konu tartışılırken aniden söylemeyeceğine göre, uzun telefon görüşmesindeki başlıklardan biri, “Rusya’ya yönelik Ukrayna saldırısı ve ardındaki Batı desteğiydi”!
Anlıyoruz ki, Rus tarafı lisan-ı münasiple, “ertesi gün ateşkes masasında müzakereye oturacakken bu saldırının anlamı neydi” demiş…
Şöyle tercüme etmek makûldür;
ABD’nin bu saldırıdan haberi vardır, Trump’ın haberi olmayabilir!
Ki, bu cümleye Başkan’ın ağzından aleniyet kazandırılıyor. Yoksa Moskova, saldırının........
© Yeni Şafak
