Özgür Bey’in sahte gözyaşları
Ağlayan Özgür Bey ve partidaşlarının görüntüleri dönüyor bugünlerde. Ne zaman ağlamışlardı, unutanlar için hatırlatalım: Kemal Bey’in veda zamanında.
O görüntülere bakıp da hüküm vermek epeyce kadar yanıltıcı olur.
Her ağlayanı samimi sanmak hataya düşmektir.
Mesela, yüksek yüksek tepelere ev kuranların aldığı gelinler ağlar en çok.
“Madem bu kadar üzülüp ağlıyorsun, gitme baba evinde kal o zaman” denilince, cevap belli: “Hem ağlar hem giderim.”
Ağlıyor diye ömür boyu baba ocağında kalacak değil ya.
O gün ağlayan tek kişi Özgür Bey değildi. Dedik ya, pek çok partili ağladı.
Esnemek gibi ağlamak da bulaşıcı.
Deniz Baykal genel başkanlıktan ayrıldığı günlerde de ağlayanlar çoktu. Ne oldu? Hiçbir değişikliğe yol açmadı o gözyaşları.
Timsah da avını yerken gözyaşı döker. Diğerlerinin akıttığının, timsah gözyaşından farkı mı var? Elbette yok ve o yüzden tabir hâline gelmiş.
Dünyanın birçok yerinde “ağlayan kaya” vardır. Esasen su sızdırmaktadır, ağlıyor derler.
Aynı şey ağlayan ağaçlar için de geçerli. Bursa Gölyazı’da meşhur “ağlayan çınar” var. Efsanelere konu olmuştur ama neye üzüldüğünü kimse bilmez.
Bazı delifişekler asfaltı ağlatır. Arabayı da inletip ağlatanlar az değil.
Mutfaktaki ustalar ağlayan kek yapar.........
© Yeni Şafak
