Ne olacak bu partinin hâli?
Parti yönetimine karşı CHP içinden itirazların yükselmesi, genel başkan yardımcısının hakarete maruz kalması, “Partiyi şantiye şeflerine bıraktınız” gibi ağır eleştirilerin yapılması karşısında hayrete düşenler parmak kaldırsa, havaya kalkan el sayısı üç beş kişiyle sınırlı kalır.
“Ne olacak bu partinin hâli?” cümlesi, elli seneyi aşkın zamandır klasik sorudur orada.
Bu soruyu en az bir kere olsun sormamış bir CHP’li bulmak zordur. Şayet öyle birileri çıkarsa, pek umursamadıkları içindir. Her dönemde parti yönetimini beğenmemek itibar görmüştür.
Son dönemde belediyelerdeki seçimi alma neticesinde tartışmalar, eleştiriler çoğaldı. Ya iktidar olsalar ne kavgalar çıkar, kim bilir!
Öyle çok konu var ki gündeme taşınan. Bir defada hepsini tek tek saymak zor. Birkaçına değinebiliriz sadece.
Misal: E.İ.’nin inşaat şirketinde çalışan bir sıvacının hesabında 600 milyon liralık “birikim” nasıl izah edilir?
Misal: Kıbrıs’tan İstanbul’daki üniversiteye nakil sırasında “ailesinin maddî durumunun kötü olduğu” yönünde yalan beyanda bulunan biri, dürüstlükten bahsedebilir mi?
Cüretine binaen etse, kimi inandırabilir?
Bir başka misal: Devlet görevlilerine, memurlara, amirlere seslenerek tehdit eden, “Hiçbir belgenin altına imza atmayın. Gelince hepsinden tek tek hesap soracağız” diye ülkenin kontak anahtarını çevirip motoru durdurmayı isteyen adamdan lider olur mu?
Bu konuların hepsi arasında bir bağ var mıdır, yok mudur? Saflığın lüzumu yok; olmaz mı hiç? Hem de öyle bir bağ ki hasat başlayıp bağ bozumuna girişildiği vakit bütün dünyaya yetecek miktarda üzüm toplanır.
İSTANBUL NİMET, NİMET
Dadaş, İstanbul’daki arkadaşına sesleniyor:........
© Yeni Şafak
