A, B, C, Ç, D, E, F, G...
Türkçedeki sesli harfler (a, e, ı, i, o, ö, u, ü) kendi sesiyle ünlenir. Tek başına varlığını sürdürürler, kimseye ihtiyaç duymazlar.
Fakat sessiz harfleri tanımlamak için bir sesliden yardım gerekir.
B yazar “Be” okuruz, D yazınca “De”.
Diğerleri de yanına aynı sesi ister. Fe, ge, yumuşak ge, he, je, ke, le, me, ne, pe, re, se, şe, te, ve, ye, ze.
Bazı harflerin yanına A sesini aldığını düşünmek, tamamen zandan ibarettir ve elbette hatalıdır. B’ye “Ba” demek, D’ye “Da” demek olmaz.
(Bu arada, yardım istenen sesli harflerin yardımseverliğini, alicenaplığını da takdir etmek gerekir.)
Kısaltmalarda da şüphesiz öyledir. TRT, DDY, THY, PTT örneklerinde olduğu gibi. “Terete” diye okuruz, “Tarata” diyene gülerler. “Petete” hiçbir zaman “Patata” olmaz.
Fakat sıra PKK’ye gelince Pekeke ile Pekaka arasında bir tercih söz konusudur. Burada yapılan tercih, ideolojik farklılığa işaret eder. Çoğunluk “Pekaka” dedi elli senedir. O terör örgütü mensupları, yandaşları, sempatizanları ise hep “Pekeke” dedi.
İkisi arasında bocalayanlar ise “Peke” ile başlayıp “ka” ile bitirdiler. “Pekeka” şeklinde telaffuzlar duyduk.
Ne şiş yansın ne kebap düşüncesi sonunda ikisi de yanmış gibi oldu. Ne İsa’ya ne Musa’ya yaranabildiler.
Gariptir, Kürtçülük yapanlar Türkçe kısaltmayı doğru........
© Yeni Şafak
