Masumiyet karinesi ve lekelenmeme hakkı üzerine birkaç söz
Yargıya intikal etmiş iddialar üzerinden kimseyi peşinen suçlu ilan etmemek gerektiğine inanırım.
Ne savcıyız biz, ne de hakim.
Yargılanma sonucunda ortaya konan karara bakıp konuşmak en doğrusudur.
Orada somut ve objektif belgeye ve delile uygun karar verilmişse sorun yok.
Ama değilse eleştirel tavrımızı hep beraber ortaya koyarız.
Bu hukuka ve insan haysiyetine saygının bir gereğidir.
Masumiyet karinesinin benim için ifade ettiği anlam budur.
Hakkında türlü iddialar ileri sürülen kişileri peşinen suçlu kabul edip lekelemeye kalkışmak ne hukukidir ne de insanidir.
Masumiyet karinesinin diğer bir yanı da, hiç kimseyi peşinen suçsuz kabul etmemeyi içerir.
Lekelenmeme hakkını muhafaza etmek ne kadar gerekliyse peşinen suçsuz ilan edip tersinden yargı süreçlerine müdahale etmek de ne hukukidir ne de insanidir.
Bu süreçte herkesin durması gereken yerin bu olması gerektiğini katıldığım tüm televizyon programlarında dile getirdim.
Herkesin haysiyeti elbette dokunulmazdır.
Herkesin lekelenmeme hakkı elbette kutsaldır.
Kendilerine yönelik iddiaları anında masumiyet karinesi ve lekelenmeme hakkının arkasına sığınarak reddedenlerin en başta gözetmeleri........
© Yeni Şafak
