menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yürü dünya yürü sonun virandır!

20 1
03.10.2025

Gözlerim, caddeye bakan pencerenin üzerini örten ince perdenin ardındaki silüete odaklanıyor. Düz, uzun, geniş ve işlek bir cadde… Bir ucu büyük bir selâtîn camiye, diğer ucu tarihî bir yokuşa çıkıyor. Evlere bakıyorum; hepsi betonarme ve hiçbir zarafeti, inceliği ve sıcaklığı yok. Hayalim ise, kırk yıl öncesine gidiyor. Aynı caddenin kırk yıl öncesi canlanıyor hayal dünyamda. Çocukluğum bu cadde etrafında geçmişti. Ama cadde ne kadar değişmiş! Ne evler eski evlere benziyor ne de insanlar eski insanlara. O evler de göçmüş; o evlerde yaşayanlar da. Onlardan geriye yalnızca hayallerde yaşayan anılar kalmış.

Çocukluğumda bu caddedeki evlerin epey bir kısmı ahşaptı. Bakkalımız bile ahşap bir evin giriş katındaydı. Bir de köşedeki bakkal olan hemşehrimiz ve babamın yakın dostu İsmail dedemiz vardı ki onu hiç sormayın. Yeryüzüne inmiş bir melekti adeta. Yüzünden tebessüm, cebinden şeker eksik olmazdı. Sokakta yürürken gördüğü çocuklara şeker vermeden geçmezdi. Beni de her gördüğünde önce okşar sonra cebinden hemen bir şeker çıkarıverirdi. Kamburundan boyu bizim boyumuz kadardı. Belki de o yüzden onu da kendimiz gibi çocuksu görürdük. Bir gün göçüp gitti bu diyardan, kendisi gibi meleklerin olduğu diyara.

Ayda bir tıraş olduğumuz berberimiz, birkaç günde bir alışveriş yaptığımız manavımız, her sabah sıcacık ekmeklerini aldığımız fırıncımız… Hepsi birer birer göçtüler bu dünyadan. Kiminin dükkânı yıkıldı, kimininkini ise başkaları işletiyor artık. Dünya hâlâ aynı dünya ama yaşayanlar ve mekanlar artık bambaşka. Telaş aynı telaş ama telaş edenler farklı. Sürekli devam eden bir göç var bu dünyadan öte dünyaya. Tabii, eskiler buradan göçerken onların yerini yeniler doldurmakta.

Hani nerede; doğduğum andan itibaren Rahman’ın bir merhamet tecellisi olarak hayatımda yer alan şefkat timsali annem? Hani nerede; kendisine öykündüğüm ve gölgesinden güç aldığım çınar misali babam? İkisi de ansızın sessiz sedasız göçüp gittiler. Hani nerede beni omuzlarına alıp İsrail’i tel’în mitinglerine götüren ağabeylerim! İkisi de genç yaşta bu hayata veda edip sonsuzluk kervanına karıştılar.

Çocukluğumun siyasetçileri geliyor gözlerimin önüne. Ne cerbezeli konuşmalar yaparlardı! Ne büyük........

© Yeni Şafak