menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Amerikan ‘Savaş’ Bakanlığı

22 13
10.09.2025

Amerikan Savunma Bakanlığı yaklaşık 850 milyar dolarlık bütçesiyle aynı anda iki farklı kıtada savaş yürütebilecek tek süper gücün askeri kapasitesini organize ediyor. Bugün en yakın takipçisi Çin’in yaklaşık üç katı bütçesine sahip olan bakanlık, 2. Dünya Savaşı sonrasında küresel komünizmle mücadele adına hem Rusya’yla süper güç mücadelesini hem de Kore ve Vietnam savaşlarını yürütmüştü. 2,9 milyona varan üniformalı asker, yedek ve sivil personeliyle dünyanın her kıtasında Amerikan çıkarlarını korumak adına askeri operasyon yapabilme kapasitesine sahip olan bakanlık devasa bir bürokratik yapıyı temsil ediyor. Başkan Trump’ın bu dev yapının ismini Savunma Bakanlığı’ndan Savaş Bakanlığı’na geri döndürme çabası, Amerika’nın savunma konseptinin özellikle Soğuk Savaş sonrası dönemde yaşadığı dönüşümü yönetmekte zorlandığının ikrarı anlamına geliyor.


BATI GÜVENLİĞİNİN SPONSORU

Amerika’nın 2. Dünya Savaşı’ndan net bir galibiyetle çıktıktan sonra Avrupa’nın ekonomik inşasına ve komünizmle küresel mücadeleye odaklanması, Soğuk Savaş’ın ana dinamiklerini belirlemişti. Washington, büyük güçlerin insanlığın sonunu getirecek bir nükleer savaşa sürüklenmemeleri adına ‘karşılıklı kesim imha’ kavramı etrafında caydırıcılığa odaklanmıştı. Kore ve Vietnam savaşlarının Amerika’nın emperyal savaşları olduğunu savunan tezler ne kadar güçlü olsa da Washington komünizmle mücadeleyi Amerikan yaşam biçimini ve kapitalizmini savunma kavramsallaşması etrafında meşrulaştırıyordu. Nükleer silahlanma yarışını Rusya’nın ayak uyduramayacağı bir seviyeye getirerek Soğuk Savaş’ı kazanmayı başarsa da Küba krizinde olduğu gibi süper güçlerin nükleer savaşın eşiğine gelmesini engellemekte zorlanmıştı.

Soğuk Savaş’ı yürütürken periferide sıcak çatışmadan kaçınmayan Amerika, uluslararası sistemin kurallarını koyma iddiasıyla Batı güvenliğinin da garantörü olarak öne........

© Yeni Şafak