Yanlış sorudan doğru cevap hasıl olur mu?
“Nedir?” diye sormuşlar bizim dervişe.
Böyle ne idüğü belirsiz sorulara cevap vermeyi pek sevmez bizim derviş. Yürüdüğü yolu sırlı, esrarlı, -nasıl derler- sofistike zanneden akıl ve kalp kumkumalarından pek hazzetmez. Çünkü yolun sırlı, esrarlı olmadığını bilir.
Yol düzdür zira. Yolu çatallı, çapraşık, karışık kılan insanın kibri ve cehlidir.
Sır varsa düzlüktedir. Esrar varsa düzlüktedir.
“Nedir?” diye tekrar sormuşlar suskunlaşan dervişe. “Estağfurullah” deyip “ilmin cahiller eliyle çoğalmasıdır” demiş ister istemez, “cehalet azaltmakla değil çoğaltmakla olur.”
Haydar-ı kerrar Ali efendimiz “ilim bir nokta idi, onu cahiller çoğalttı” derken şunu kastediyordu belki de. “Ha”nın karnına bir nokta koyarsan “cim”, üstüne bir nokta koyarsan “hı” olur. İlim, noktayı nereye koyacağını bilmektir. Cahil, noktayı nereye koyacağını bilemez. “Ha”nın sağına, soluna nokta koymaya başlar. Çünkü cahil azaltmayı değil çoğaltmayı ilim zanneder. Vay hayıf.
Şarkının “aşk düzlükte yaşanıyor, düzlük tek aşkta” dediği yerdir belki de burası. Bilmenin yegane amacının bilmek olduğunu düşünen cahiller ne bilsin azaltmayı.
“Nedir?” diye tekrar........
© Yeni Şafak
