Salı gün yayınlanan “Türkiye Paçozluk Olimpiyatları” yazımın ardından çok önemsediğim bir şey oldu. Yazıma, düzenledikleri Baharfest bağlamında konu ettiğim Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’nin rektörü Süleyman Kızıltoprak beni aradı ve “o iş öyle değil, bildiğiniz gibi değil” dedi.

Önemsediğim şey de bu oldu. Burnundan kıl aldırmayan, en küçük eleştiride doğrudan iletişim kurmaya cesaret edemeyip beni “abileri”ne şikayet eden bürokratların aksine Süleyman Hoca tüm medeni cesaretiyle beni arayıp dert anlattı. Bunun için de hocaya teşekkür ederim.

Yanlış anlaşılmasın. Ne Dumlupınar Üniversitesi’nin Baharfest’i ne de yazıda geçen herhangi bir cümle için en küçük bir geri adım atmıyorum. İkna değilim çünkü. Ama rektör hocanın “kendimi ifade edip cevap hakkımı kullanmak istiyorum” cümlesine de hiçbir itirazım yok. Çünkü ben yazarken özgürsem hoca da cevap hakkı kullanmakta özgür elbette.

O yüzden Süleyman Kızıltoprak’ın cevabına açıyorum bugün köşemi. Bir şeyin de bilinmesini istiyorum. Üniversitenin kurumsal kimliği ile kaleme alındığı söylenen cevap metnini bir kere bile okumadım. Sizinle birlikte, gazetede yayınlandığında okuyacağım. Çünkü cevabın kendisine değil cevap hakkına saygım var. Yinelemek isterim. Yazdığım yazıdan bir adım geri atıyor da değilim. Paçozluk paçozluktur ve tedavi edilmesi gerekir.

O halde buyurunuz, birlikte........

© Yeni Şafak