menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bunu zaten hiç konuşmayalım

212 1
29.04.2025

Dilediğiniz gibi kızabilirsiniz bana yine bugün. Çünkü algıların yönettiği bir alanda tehlikeli cümleler kurmak istiyorum. Dahası kendimi buna mecbur hissediyorum.


Şuradan başlayayım.


“Aile içi şiddet” kavramının bir algısı, bir de olgusu var memlekette. Durum böyle olmasa anketlerde “Türkiye’de aile içi şiddet var mıdır?” sorusuna yüzde 86 ile “evet” cevabı verilmez. Üstelik anonim olarak “siz ya da birinci dereceden bir tanıdığınız aile içi şiddete maruz kaldı mı?” sorusuna verilen cevaba “evet” diyenlerin oranı, lütfen sıkı durun, yüzde 2,5 iken.


Yani şu: Türkiye’de “aile içi şiddet algısı” yüzde 90’lara dayanmış durumda ama olgunun kendisinin gerçekliği yüzde 2,5. Zaten suç istatistiklerini incelediğinizde de karşılaştığınız tablo bu.


Madem istatistik dedik, güçlükle bulabildiğim aşırı tuhaf bir istatistikten de söz açayım. Niçin “güçlükle bulabildiğim” dediğimi de izah ederdim ama boş veriyorum.


Efendiler. 5 yıla sari; maktulü ya da mağduru kadın olan tüm şiddet olaylarını, yani “öldürme, kasten yaralama, darp ve taksirle yaralama” istatistiklerini incelediğimizde “kadına yönelik şiddet” dediğimiz tüm toplamın yüzde yetmişinin eğlence ve fuhuş mekanlarında olduğunu görüyoruz.


O zaman şu soruyu sorayım izninizle. Niçin güzel........

© Yeni Şafak