menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bizim kuşak bu utançla yaşamaya alışık zaten

137 1
10.06.2025

“Utanç” evet. Bunu başka türlü tanımlayabilmenin imkânı yok. İki yıla yakın bir süredir Siyonist terör örgütü İsrail’in soykırımını “sadece seyrederek” devam ediyoruz hayatımıza ve evet, bunun tam adı utanç. Ama alışığız biz utançla yaşamaya.

Yine de bütün analizlerin, bütün amaların, bütün fakatların kıyısında durup tekrar tekrar hatırlatmalıyız bu utancı kendimize. Çünkü 2025 yılının dünyasında, tüm dünya oturmuş soykırımı seyrediyoruz.

Bir şey olmasını umut etmekten bile vazgeçmek üzereyiz. Dahasını da söyleyeyim. Bir şey olmaması utancımızı derinleştirmiyor bile artık. Kanıksanmış, öğrenilmiş, kuşatılmış bir çaresizlikle Siyonist köpeklerin soykırımını izliyoruz.

Dahasını da söyleyeyim. Ben bunu böylece yazınca “O zaman siz önden buyurun. Gidin de Gazzeli kardeşleriniz için bir şey yapın” diyen alçaklarla da birlikte yaşıyoruz.

Önden buyurdu insanlar. Mavi Marmara bir “önden buyurma” işiydi. Madleen bir “önden buyurma” yolculuğu idi. 12 Haziran’daki Rafah yürüyüşü bir önden buyurma yürüyüşü olacak. Mavi Marmara’yı vurdu, Madleen’i durdurdu terörist İsrail. Muhtemeldir ki Rafah yürüyüşüne de bin türlü engel çıkaracak. Ve başta İslâm ülkeleri dediğimiz kağıttan kaplanlar olmak üzere bütün dünya “Şu iş bir an önce bitse de bu yükten kurtulsak” demekten başka bir şey demeyecekler.

Utanç, tam olarak bizimle kalmaya, bizimle yaşamaya devam edecek.

Bir emperyalist vesayet savaşı olan İran-Irak savaşında, Sırpların kasaplaştığı Bosna........

© Yeni Şafak