Bizim faiz düşmanlığımız Hz. Adem’den beridir
Dün gazetemiz Yeni Şafak, “Faiz arttı, döviz yükseldi, enflasyon azdı, üretim düştü, sanayi duruyor” manşetiyle yayınlanınca pek çok eşim dostum bana ulaştı. Soruları ortaktı: “Ne oluyor?” Benim de cevabım netti: “Yahu bizim faize de faizli ekonomiye de düşmanlığımız Hz. Adem’e dayanır. Hz. Adem’in yeryüzüne indiği günden beri faiz bize haramdır ve faizle mücadeleyi bir ölüm kalım meselesi olarak değerlendiririz.”
“Biz” dediğim toplama bir açıklık getirmem gerekir mi bilemiyorum. “Biz” işte. Allah’ın varlığına, birliğine ve hükümranlığına iman edenler.
Şahsen benim bugün Türkiye’yi zorda bırakan temel meselenin faizli ekonomi olduğuna hiç şüphem yoktur. Ekonomi ilminden anladığım için değil. “Değil mi ki Allah faizi haram kılmıştır, faizin yaygınlaştığı bir yerde bereket olmaz” diye iman ettiğim için.
Diğer yandan günümüzde faizin tanımının yeniden yapılması ve tanımın genişletilmesi zaruretine de inanıyorum. “Paradan para kazanılan her türlü işlemin faiz olarak değerlendirileceği bir ülke” hayali kuruyorum.
Faiz ya da faizcilerin tanımlamayı çok sevdiği şekliyle “finans ekonomisi” dediğimiz zıkkım, parası olanın parasına para katması, parası olmayanınsa günden güne fakirleşmesi sonucundan başka bir sonuç doğurmaz. Doğurduğunu gören varsa anlatsın da anlayalım. “İnsana elinin emeğinden başkası yoktur” ayet-i kerimesinin tefsirlerinden........
© Yeni Şafak
