menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İsrail’in Katar’a saldırısından sonra İslâm İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) atması gereken adımlar

32 12
16.09.2025

Türkiye’nin İİT dönem başkanlığı sırasında ABD’nin Kudüs’ü başkent ilan etmesine karşı, Sayın Cumhurbaşkanımızın girişimleriyle Birleşmiş Milletler’de yapılan oylamada, neredeyse bütün devletler ABD ve İsrail’i yalnızlığa mahkûm etmişti. Benzer şekilde geçtiğimiz günlerdeki “iki devletli çözüm” oylamasında da ABD ve İsrail’in yanında yalnızca birkaç küçük devlet kalmış, uluslararası toplumun büyük çoğunluğu Filistin’in haklılığını tescil etmiştir.

İİT dönem başkanlığı Türkiye’de iken dile getirdiğim önemli bir öneri, büyük İslam ülkelerinin kendi aralarında bir saldırmazlık paktı kurmasıydı. Türkiye, İran, Mısır, Suudi Arabistan ve Pakistan’ın oluşturacağı böyle bir omurga, diğer İslam ülkelerinin de katılımıyla güçlü bir güvenlik çerçevesi yaratabilirdi. Ancak İsrail’in Katar’a yönelik saldırısı, Orta Doğu güvenlik paradigmasını kökten sarsmış ve bu tür işbirliklerinin aciliyetini ortaya koymuştur. Bugüne kadar Arap ülkelerinin güvenliği büyük ölçüde ABD’ye milyarlarca dolar akıtarak sağladıkları düşünülüyordu; bu da onları bağımlı ve pasif hale getirmiştir.

Sayın Cumhurbaşkanımızın Birleşmiş Milletler’de “İsrail’in sınırı nerededir, İsrail nerede........

© Yeni Şafak