menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

O namaz Gazze’de de kılınır. 1917’nin intikamı da alınır! Bu sapıklar, Türkiye’yi tehdit etmeye başladı. Artık her adım İsrail’i vurmalı.. “Kavimlerin helâkı”nın da ötesi bu. Açık saldırı “kaçınılmaz”a yaklaştı.

172 26
05.08.2025

“Emevi Camii’nde Cuma namazı” söyleminden son derece rahatsız olanlar, uzun süre bununla alay edenler, Suriye’nin değişimi yerine Türkiye’nin parçalanmasını öne çıkaranlar büyük şok yaşadı. Suriye yönetimi değişti.

Rusya çekildi. İran, yıllarca bütün gücünü harcadığı o etki alanını kaybetti.


MİLLETLER VE ŞEHİRLER KAZANACAK SABIRLI, KARARLI OLANLAR KAZANACAK

Şunu öğrendik: Coğrafyaya uzun soluklu bakanlar kazanıyor. Sabırlı ve kararlı olanlar kazanıyor.

Yüzlerce yıllık tarihi arkasına alanlar kazanıyor. Milletlerle gönül ortaklığı kuranlar kazanıyor. Halklar, şehirler kazanıyor. Tarih ve coğrafya inşa etme kabiliyeti olanlar kazanıyor.

Konjonktürel rejimler, dayatılmış ideolojiler ve yönetici kadrolar, seçkinci çevreler, milletle arasını açmış yönetimler ve liderler kaybediyor.

Tarihin belli bir bölümünde, coğrafyanın belli bir noktasında, küresel hükümranlar için rol üslenenler, er ya da geç kaybediyor, yeniliyor, unutuluyor. Bir iz bile bırakamıyor.


BU YÜZYILI MİLLETLER ŞEKİLLENDİRECEK

Öyleyse milletler; bir iz bile bırakamayanlar için enerjisini tüketmemeli. Batılı ülke ve güçlerin coğrafyada çıkar ve etkisinin bekçiliği dışında varlık sebebi olmayan, bütün siyasi kimliğini bu misyondan alan ve yatırımını buna yapan siyasi kadro ve çevreler milletlerimize, ülkelerimize yabancılığın bedelini bir şekilde ödüyor. Ömrü kısa oluyor.

Coğrafyamızda Baas rejimleri böyle kaybetti. Irak Baasçılığı, Suriye Baasçılığı böyle tasfiye oldu. Şimdi Kürt Baasçılığı, Türk Baasçılığı tasfiye oluyor. Çünkü; İngiltere ve Avrupa’nın 21. yüzyıl için formatladığı bu siyasi kimlik ve “azınlık” kadrolar asla “millet” değildi.

Asla vatan değildi. Her ne kadar vatanseverlik ve devletçilik ilkesini öne çıkarsalar da bütün varoluşları önce İngiltere’nin, 1950’lerden sonra ABD’nin coğrafyadaki varlığını güçlendirmeye ayarlıydı.


BEŞ YÜZ YILDIR GÜÇ İLK KEZ EL DEĞİŞTİRİYOR, ARTIK O FORMÜLLER İŞE YARAMAYACAK

Artık şehirler kazanacak, ülkeler kazanacak. Milletler kazanacak. Batı bu geçişi yönetmeyi elbette deneyecek. Elbette bunu da fırsata çevirmeyi deneyecek.

Bunun için krizler çıkaracak, öneriler sunacak, formüller geliştirecek. Ama Batı artık son iki yüz yıllık gücünü kaybetti. Başka aktörler onlarla rekabete başladı ve bu rekabet son beş yüz yıldır ilk kez oluyor.

Öyleyse onlar ne yaparsa yapsınlar, bu geçiş dönemi atlatılacak. Ve bu dönem, Batılı emanetçi düzen ve........

© Yeni Şafak