Bir “Kral”, bir ezik.. Utanç verici sahne ve satılık coğrafya.. O “Emanet Taht”ın artık geleceği yok. Gazze’yi satanlar; Amman’ı, Kahire’yi, Beyrut’u koruyamaz!
Ürdün Kralı Abdullah
’ın
ABD Başkanı Trump
karşısındaki
ezik
görüntüsü, on yıllardır özelde Arap dünyasındaki, genelde coğrafyamızdaki bütün sorunların temelidir.
Savaşların, işgallerin, istikrarsızlıkların, iç çatışmaların
, kitlesel huzursuzlukların hatta terör örgütlerinin bu kadar etkin olmasının
ana sebebidir.
Liderliklerin “emanet” oluşunun, iktidarların “pazarlık”la ayakta kalışının, millet ve vatandan önce “vesayet”in egemen oluşunun
örneği bir kez daha gösterilmiştir.
“İHANET”İN ÖDÜLÜ O “EMANET TAHT”IN ARTIK GELECEĞİ YOK!
İktidar satın alıp toprak verme, vatanı ve milleti rehin verip statükoyu yürütme
geleneğinin aslında son dönemine girdik. Ama
Beyaz Saray
’daki o görüşme, geriye kalan belki de
son birkaç örnekten biri
olarak tarihe geçecektir.
Onlar
Gazze’ye el koyarken, Batı Şeria’ya el koymaya hazırlanırken, Suriye’den, Mısır’dan toprak çalmaya çalışırken, o “emanet” bir tahtı korumak için neleri feda edeceğinin çarpıcı örneği
ni ortaya koydu.
Evet,
güçsüzdü, zayıftı, vesayet altında bir devletti
, tek başına yapabileceği bir şey yoktu. Ama
o saltanat ona bu şartlar için verilmişti.
Batı’nın bölgesel hegemonyasına,
ABD’nin çıkarlarına ve İsrail’in güvenliğine hizmet
etmek için verilmişti.
Osmanlı imparatorluğuna ihanetin ödülü
olarak o devlet onlara verilmişti.
BU, KORKU DEĞİLDİ: TESLİMİYETTİ, BAĞLILIKTI, “EFENDİ”YE HİZMETTİ!
Ama dünya değişirken, güç haritaları yeniden çizilirken, yeni süper güçler ortaya çıkarken,
Batı’nın gücü sınırlanırken, 19. ve 20. yüzyılın gerçekleri tarih olurken
, bölgesel kimlik, idrak güce dönüşmeye başlarken
yüzünü Washington’a değil kendi ülkesine,
coğrafyasına dönme fırsatı vardı.
Alternatifsiz asla değildi. Batı korkusu ile yol almanın artık mümkün olmadığını bilebilecek durumdaydı.
Ama bu, korku değildi; teslimiyetti, bağlılıktı
.
ABD’ye, İngiltere’ye, İsrail’e yakınlık, ülkesine
, milletine, coğrafyasına uzaklıktı,
yabancılıktı
.
Direnmek, çareler aramak, ortak bir tavır için bölge ülkelerini yoklamak, dayanışma içine girmek,
tarihin doğru tarafında durmaya çalışmak
varken,
o, teslim olmanın da ötesi
ne geçti.
“Efendi”ye yaranmak için Ürdün sokaklarını bile utandıran
bir “göze girme” telaşına düştü.
KRALLIK BİTTİ, “VALİLİK” KALICI.
Kral Abdullah;
“Beni iktidarda tutun, isterseniz Ürdün’ü de alın”
demiştir bu görüşmede. Gazze’yi, Batı Şeria’yı satmakla kalmamış,
Ürdün’ü de satılığa çıkarmıştır
.
“Ben Mahmud Abbas modeline bile........
© Yeni Şafak
