menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Aliyev Erdoğan’ı gücendirdi mi? Savaşı Türkiye’ye ihale et. Barışı Trump’a hediye et... Zengezur: Bazen bir adım yüz yıl sürer. Öyleyse yarını yazmak lazım. Türkiye ile Rusya gerilir. ABD ortalarda görünmez. Herkesin kafası karıştı...

195 41
14.08.2025

Bir dostum, Beyaz Saray’daki Trump-Aliyev-Paşinyan arasında imzalanan Barış Anlaşması için;

“Aliyev savaşı Erdoğan’a ihale etti. Barışı Trump’a hediye etti” dedi.

“O anlaşma İstanbul’da yapılmalıydı. Türkiye’yi gücendirdi. Türkiye kamuoyunu kaybediyor” dedi.

Bir cümle daha etti, yazıp yazmamakta tereddüt ettim. O da şu: “Azerbaycan İsrail ilişkileri malum. Bu anlaşmanın Washington’a taşınması, Türkiye’nin Gazze duruşuna İsrail-ABD misillemesi gibi oldu” dedi.


BU İŞTE BİR TUHAFLIK, BELİRSİZLİK VAR. TÜRKİYE’DE HERKESİN KAFASI KARIŞTI.

Çok vurucu, ağır, duygusal, kırılgan yorumlar bunlar. Azerbaycan’ı çok seven ve Türkiye-Azerbaycan ortaklığı konusunda oldukça hassas olan insanların böyle cümleler kurabiliyor olması elbette üzücü.

O anlaşma yapıldığında Türkiye kamuoyundan pek ses çıkmadı. İnsanların birçoğu ne olduğunu tam anlamadı. Nasıl pozisyon alacağını, işin arkasında ne gerekçeler olduğunu kavrayamadı.

Birkaç gün sonra Türkiye, diplomatik, net olmayan, sadece Azerbaycan’ın arkasında durduğunu ifade eden genel bir açıklama yaptı. Bir belirsizlik, bir tuhaflık olduğu açıktı.


BAZEN BİR ADIM YÜZ YIL SÜRER. DUYGUSALLIK DEĞİL, GÜÇ MATEMATİĞİ BELİRLEYİCİDİR.

Elbette bu tür işler duygusallıkla yürütülemez. Güç matematiği ile yürütülür. Hesap yapılır, sadece bugün değil yarınlar da düşünülür, kişilere değil ülkelere göre denklem kurulur. Çünkü bütün bunlar uzun süreli adımlardır. Bazen bir adım yüz yıl sürer.

Elbette Türkiye için, Anadolu-Orta Asya kapısının açık tutulması birinci önceliktir. Türk dünyası ile İslam kuşağı arasında hiçbir emperyal gücün olmaması esastır. Bu Çin olabilir, Rusya olabilir, ABD olabilir.

Küresel güç haritasının yeniden şekillendiği bu dönemde, ülkelerin pozisyonlarında radikal değişiklikler yaşanıyor, daha çok yaşanacak. Küçük ülkelerin büyüyeceği, büyük ülkelerin güç kaybedeceği bir

tarih dilimi bu ve belki yüzyılların geçiş dönemi.


YAĞMURDAN KAÇARKEN DOLUYA, RUSYA’DAN KAÇARKEN ABD’YE TUTULMAK

ÇOK YIKICI OLABİLİR!

Azerbaycan ve Orta Asya Türk Cumhuriyetleri Rus işgalinden çok çekti. Neredeyse tarihlerinin çok önemli bir bölümünü böyle kaybetti. Elbette Rusya hâlâ tehdit ve buna karşı önlemler almaya çalışıyorlar. Bu anlaşılabilir bir durum.

Ama yağmurdan kaçarken doluya, Rusya’dan kaçarken ABD’ye tutulma ihtimali, bölgemiz için ürkütücü sonuçlar doğurabilir. 20. yüzyılı kaybedenler, doğru hesap yapmazlarsa 21. yüzyılı da başka bir vesayete kapılıp kaybedebilir. Biz bunu Birinci Dünya Savaşı’ndan bu yana coğrafyanın tamamında gördük.


OSMANLI SONRASI ARAP DÜNYASI İŞTE BU ÖLÜMCÜL HATAYI YAPTI...

Arap dünyası, Osmanlı sonrası varlıklarını İngilizlere ve ABD’ye sabitledi. “Petrol ver iktidar satın al” formülü ile bir yüz yılı ipotek etti. Bağımsız devletler olsalar da hiçbir zaman gerçek bağımsızlığı yakalayamadı. ABD denetimi altında, İsrail saldırganlığı ile yüzleşip durdu.

Bugün hâlâ bir bağımsız Arap inisiyatifinden söz etmek için bulanık cümleler kurmak zorunda kalıyoruz. ABD o kadar işlerine işledi ki, isteseler de bir yere kımıldayamıyorlar. Çünkü sistemler tamamen ABD önceliklerine göre dizayn edilmiş ve ondan kurtulamıyorlar.


ELBETTE, KAYITSIZ ŞARTSIZ AZERBAYCAN’IN YANINDAYIZ. AMA SONRAKİ........

© Yeni Şafak