“Patron Devletler” çağına hoş geldiniz! Casusluk “vatana ihanet”e döner mi? “Türkiye Ekseni”ne kafa tutan kaybeder. Tuzak kuran da kaybeder…
Yüz yıllık projeler çöktü. 20. yüzyıl küresel düzeni kendi devlet yapılarını dayatmıştı. Kendi siyasi dilini dayatmıştı. Kendi toplumsal düzenlerini ve ideolojilerini dayatmıştı. Kendi ulus-üstü yapıları üzerinden bir düzen kurmuştu. İşte bunların tamamı çöktü.
Buna bağlı olarak, birçok ülkenin hesapları çöktü. Mesela “İsrail Garnizonu” için tarih bitti. Gücüne ulaşılmaz, kıyamete kadar deva edecek sanılan birçok güç, imparatorluk erimeye başladı. Yeni uluslar eskinin imparatorluk milletleri geri döndü.
BU GİRDAP BİRÇOK ÜLKEYİ YUTACAK
Sadece bizim coğrafyada değil, dünyanın tamamında yeni bir güç haritası çizilir oldu. Güç, küresel iktidar alanları öyle yerinden oynattı ki, oluşturduğu girdap birçok ülkeyi yutacak.
Birçok sürpriz gücü öne çıkaracak. Haklı ve cesur ülkeler, merkez iktidar alanına güç veren ülkeler, eskiden olduğu gibi yarının dünyasına da sözü olan ülkeler, dışarıdan gelen operasyonel yapıları etkisizleştiren ülkeler, iç kamuoyunu diri tutan ülkeler, yozlaşmış kurumların ve çevrelerin üzerine rahatlıkla gidebilen ülkeler güç kazanacak.
Bu dönemde işte bu “Yıldız Ülkeler”e ve eskinin “Proje Ülkeler”ine, ulus-üstü iktidarı formatlayan “Süper Ülkeler”e çok dikkatli bakacağız. Çünkü en dramatik değişim bunlarda olacaktır. En büyük güç değişimi buralarda olacaktır.
“DEVLET”İN DIŞINDAKİ FORMATLAR AŞINACAK. ÇOKULUSLU ŞİRKETLER BİLE DEVRİLİR.
Şu an işte buna tanık oluyoruz. Bir çoğumuz bunu görüyoruz. Ama bazılarımız; zihin konforlarını, ezberlerini değiştirmek istemiyor. Kolaya geldiği için, yeni bir şey üretemediği için ya da sığınacak tek liman eski düzeni gördüğü için durduğu yerde patinaj yapmayı tercih ediyor.
Oysa bu tarih bitti. Bu düzen, bu kalıplar, bu formatlar, bu düşünce ve örgütlenme yöntemleri bitti. Siyasi partilerin bile hükmü neredeyse bitti. Yerine devletler geçti. Sivil örgütlenmelerin formatları değişti. Eski sözlerle sahneye atılanların sıfır etkisi işte bundan kaynaklanıyor.
Çokuluslu şirketlerin geleceği bile tehlikeye girdi. İnsan ırkını, dünyayı yöneteceği düşünülen, devletleri elinde oyuncağa dönüştüren, kitleleri sadece tüketici ve köle olarak gören bu şirketler, her ne kadar hükümranlıklarını devam ettiriyor görünseler de, birer birer devrilebilir.
BİLDİĞİMİZ DEVLETLER OLMAYACAK AVRUPA MERKEZLİ MÜDAHALE ALANLARI OLMAYACAK.
Çünkü devletler yeniden ipi ele almaya, gücü ele almaya döndü. Kitleler için tek sığınak olan “devlet”in güçlenmesi, en azından ahlaki bir düzenin, korumanın da ayakta kalması demektir. İşte tükendi denilen devletlerin bu kadar kararlı dönüşü, insanlık için umuttur.
Ama bu devletler, 20. yüzyıl devletleri olmayacak. Birinci Dünya Savaşı sonrası kurulan coğrafya düzenlerinin, İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan küresel siyasi düzenin dayattığı devlet modelleri olmayacak.
Siyasi kimlikler, ideolojik formatlar, toplumsal örgütlenme modelleri, kurumların yapıları, sermaye yapıları öyle olmayacak. Ulus-devlet modelleri, siyasi parti yapılanmaları, Avrupa merkezli müdahale alanları olmayacak.
Birçok devlet erirken, öne çıkan ülkeler korkunç derecede güç alanları oluşturacak. Bu güç alanını inşa edenler geleceğin dünyasını kuracak.
BU ÖYLE BÜYÜK FIRTINA Kİ… TÜRKİYE “SİYASET VE İHANET MEZARLIĞI”NA DÖNÜŞEBİLİR.
Bunlar sadece Türkiye’nin yaşadığı gerçekler değil. Rusya’nın, ABD’nin, Çin’in, Avrupa ülkelerinin yaşadığı, insanlık tarihini inşa eden ve edecek olan bütün ülkelerin yaşayacağı gerçekler. Çünkü gelecek bunun üzerine kuruluyor. Çünkü öyle büyük bir fırtına geliyor ki, herkes kendi koruma kalkanına sığınmak zorunda kalacak.
İşte bu kalkanı parçalayanlar, kurulmasını geciktirenler, engellemeye çalışanlar, başka güçlerle ortaklık kurup içeriden saldırı organize edenler için büyük bir yıkım olacak.
Avrupa merkezli, ABD merkezli, İsrail merkezli bu “operasyonel” alanlardan güç devşirmeye çalışanlar için Türkiye bir siyaset ve ihanet mezarlığına dönüşebilir. Yüz yıllık yapılar dağıtılır,........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon