menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sufi Sinema Festivali’nin ardından

47 0
12.05.2025

“Bu çok boyutlu dünyada biz tek bir boyuta mahkum edilmişiz. Bunun farkındayız ve hakikatten mahrum olma durumumuz nedeniyle işkence çekiyoruz. Bizim bilmeye ihtiyacımız yok. Bizim ihtiyacımız sevmek ve inanmak. İnanç, sevgi aracılığıyla bize bilmeyi öğretir” diyor ‘Zaman Zaman İçinde’ kitabında Andrey Tarkovski.

İnanç ve sevgi deyince bizim gönül coğrafyamızda tasavvuf akla gelir. Sufiler aleme, varlığa aşkla bakar, aşkla yaşar. Şimdilerde bir görme bozukluğu yaşıyorsak, bu hal başımıza bu deruni hissiyatı, bu kadim irfanı büyük ölçüde kaybettiğimiz için geliyor.

Neden bizim maneviyat dünyamızı, irfan geleneğimizi perdeye yansıtacak filmlerimiz yok diyoruz ya, aslında o kadar da yok değil. Belki yeterli değil, belki gönlümüzün arzuladığı kadar değil ama hayatın aşkla, muhabbetle ilgisini gözleyen, bu bağı kuran, bu irtibatı ifade gayreti içinde olan filmler yapıldı, yapılıyor.

Ben bu hafta, Konya’da 6. kez düzenlenen Sufi Sinema Festivali’nde bu gerçeğin bir kere daha sağlamasını aldım. Beş gün boyunca sözünü ettiğim bu nitelikleri haiz birçok film ve belgesel izledim. İzlediğim bu kıymetli eserlerden........

© Yeni Şafak