menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Neden hiç gün yüzü görmüyoruz?

90 0
08.09.2025

“Hızın zaman kazandırdığı bir yanılsamadır. Bilakis zamanı hızlandıran acelecilik ve sürattir. Böylece zaman daha çabuk geçer ve iki saatlik bir telaş, günü kısaltır. Bölümlere ayrılmış her dakika lime lime olur, çatlayana kadar dolar. Bir saatin içine yığınla şey istiflersiniz” diye yazmış Frédéric Gros, ‘Yürümenin Felsefesi’ kitabında.

Her şeyi hızlı yapmak için gösterdiğimiz çabanın, bunun için geliştirdiğimiz teknoloji ve imkanların hayatımızı eskiden olduğundan daha yaşanır kılmadığının herhalde farkındayız hepimiz. Her şeyi daha hızlı yaptığımızda daha hızlı yapmamızı gerektiren başka şeyler çıkıyor sürekli önümüze. Bu döngü hiç durmuyor, hiç ara vermiyor ve hepimizi tüketiyor.

Hadi bir şeyleri hızlı yapmakla vakit kazandık diyelim; o durumda da boşa çıkardığımız o vakitlerde ne yapacağımızı bilemiyoruz. Boş vakitleri değerlendirmek üzere, hepsi de fena halde efor gerektiren ‘vakit geçirici’ etkinliklerin peşine düşüyoruz. Saçma sapan bir alışveriş bu! Her şeyi kendi hızında yapsak, vakti kendi içinde değerlendirmiş olacağız ve boşa çıkan vaktin içine ne koyacağımızı düşünmek zorunda kalmayacağız. Hayatın kendi ritmi var, o ritim içinde her iş tabiatına uygun biçimde işliyor. Biz kendi ritmimizi bu ritmin üstüne çıkarmaya........

© Yeni Şafak