menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Gazze yolunda: Kahire’ye girene kadar neler yaşadık?

48 1
18.06.2025

Otel odasında, kulağımız kirişte telefonda durum değerlendirmesi yaparken, “Biz, bu insanlar buraya ölümü göze alarak geldik. Ancak ölmeye gelmedik” demişim. Arkadaşım, yoldaşım Enes Yalman da not etmiş. Dönüşte telefonuna yazdığı sözlerimi açtı ve “Yürüyüşümüzü gerçekleştiremedik ama amacımızı ortaya koyduk. Cesur insanlar Gazze’ye giden bir yol olduğunu gösterdi” dedi.


Devletlerin, diplomatik kararların, ticari yaptırımların ötesine geçerek; Gazze’ye giden yollardan birini açmak, insani yardımları ulaştırmak, soykırımı durdurmak hatta canlarını ortaya koyarak sivillere kalkan olmak isteyen binlerce insan var. Dünyanın her bir noktasından yola çıkmış, İsrail’den korkmayan, canını Gazzelilerin canından üstün görmeyen, sonunda ölüm olma olasılığını bilerek yolara düşen vicdanlı, korkusuz ve çıkarsız, hesapsız insanlar…


Aralarındaydım. O inancı, cesareti, gözü karalığı, öfkeyi ve merhameti gözlerde tek tek gördüm.

En başından, aşama aşama anlatacağım… Çünkü bu yolculuğun hiç kolay olmadığını ve en önemlisi de Gazze için bireysel olarak tüm sınırları zorlayan insanların samimiyetlerini, gayretlerini aktarmam gerekiyor.


***


DENİZDEN VE KARADAN GAZZE’YE

Avrupa’daki aktivistlerin başlattığı ve Türkiye’den de yüksek katılımın olduğu “Global March To Gaza” (Gazze’ye Küresel Yürüyüş) için Mısır’ın başkenti Kahire’deydik. Binlerce kişiydik ancak çoğunlukla tektik. Dünyanın birçok savaş bölgesinde görev yapan doktorların öncülüğünde, 50’den fazla ülkeden turist vizesi ile Kahire’ye gelen aktivistler, Tunus’tan harekete geçen kara konvoyu ve Akdeniz sularında ilerleyen Madleen ile koordineli olarak Mısır üzerinden Gazze’ye ulaşmayı hedefliyorlardı. Plan buydu. Madleen yatı içindeki 12 yolcu ile Akdeniz’in uluslararası sularında İsrail tarafından alıkonulsa da Tunus’tan harekete geçen konvoy yoldaydı. Durak durak ilerleniyordu. Amaç Mısır’ın İsmailiye şehrinde buluşup çöl yürüyüşünden sonra Refah Sınır Kapısı’nın Mısır tarafında barışçıl bir gösteri yapmaktı. Gazze’ye giden yolun güzergahı böyleydi. Küresel Gazze Yürüyüşü’nün Türkiye temsilcisi Dr. Hüseyin Durmaz “Gazze’ye kara, deniz ve hava yoluyla ulaşmayı amaçlayan farklı organizasyonlarla eş zamanlı hareket ediyoruz” demişti.


İMKANI OLAN YOLLARA DÜŞÜYOR

Türkiye delegasyonu ile görüşerek ben de hazırlıklarımı yaptım. Ardında ne bir STK ne de bir kuruluşun olmadığı tamamen sivil ve gönüllü bir yapılanmaydı. Bir istişare heyeti, bir kriz masası, bir liste, yönergeler listesi elbette vardı. Ancak dediğim gibi herkesin kendi imkanları ile yılda 10 milyonda fazla turistin ziyaret ettiği gibi Mısır’a gidilecekti.


ÜÇ GÜNDE 50 KİLOMETRE

Bana iletilen ve üzerinde mutabık olunan takvim şöyleydi:

12⁠ ⁠Haziran: Kahire’de konaklama

13⁠ ⁠Haziran: Ariş'e seyahat

14-15-16 Haziran: Çöl Misyonu

17-18 Haziran: Refah Misyonu

19 Haziran:⁠ ⁠Dönüş


Dört aşamalı yürüyüşün Ariş ve Refah kısımlarında yanlarımızda getirdiğimiz çadırlarda veya delegasyonun oluşturacağı kamp alanlarında uyuyacaktık. Ancak herkesin kendi malzemelerini yanında getirmesi öneriliyordu. Bunun için de hazırlıklar yaptık. Küçük kamp çadırı, uyku tulumu, mat ve kafa lambaları aldık. Çöl ikliminde ihtiyacımız olabilecek ilaç ve diğer sağlık malzemelerinin listesi de çıkarılmıştı.


HERKES KENDİNDEN MES’UL

Bu arada önemli bir detay vardı. Bu kadar insandan kim sorumlu olacaktı? Yanıtı çok netti. Herkes kendinden mesul olacaktı. Tamamen gönüllü ve rıza ile çıkılan bir yolculuktu. Etik Sözleşme ve Katılımcı Onam Sözleşmeleri’ni imzaladık. Uyacağımız kuralları, olası riskleri bildiğimizi beyan eden metni de okuyarak videolu beyanda bulunduk.


***


BİLİNMEYEN YOLUN SONU GAZZE

Buradan bakınca belirsiz ve bilinmeyen bir yolculuk gibi gelebilir. Aksine binlerce insan bir bilinene, 600 gündür soykırım altındaki Gazze’deki ağır duruma odaklanmıştı. Bu nedenle........

© Yeni Şafak