menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Filo Günlükleri 12: Turkuaz kurdele dalgası ve İsrail’in son hamleleri

44 11
13.09.2025

Avrupa’da yükselen insani dalga ve özellikle de İtalyanların Filo’ya tam destek vermeleri tarihi bir kırılmanın habercisi. Bu misyonu, Gazze soykırımı karşısında büyük bir çaresizlik yaşayan insanlığın eldeki en etkin müdahale gücüne dönüştürmekten başka bir işimiz olmamalı.


Bugün Filo Günlükleri’nde size biraz işin mutfağından bahsetmek istiyorum. Dün ilk defa denize açılsak da henüz “teknede bir günümü” yazacak kadar yol katetmedik. Sicilya Adası kıyısındayız. Akdeniz’in turkuaz sularına açılmamıza ise saatler olduğunu biliyorum. Tunus’taki tekne sorunları, bir takım teknik aksaklıklar giderilse de birilerinin “teknelere karadan kanca atma girişimleri” devam ediyor.

Neden gecikildi sorusu çok geliyor. Görünen şu: Tunus’taki tekneler çıkamadığı için biz de açılamıyoruz. Dün çıktık ancak akşam limana çağırdılar, geri döndük. Aktivistler ise yeniden açılmak için teknelerde kaldı. Tüm Filo birbirine entegre hareket ediyor, bir limanda ortaya çıkan bir aksama tüm operasyonu etkiliyor. Bu büyük bir yapı; insanlık tarihinin en büyük sivil filosu aynı zamanda. Eğitimlerde bu tür olası senaryoları tartıştığımız için psikolojik ve mental olarak hazırlıklıydık, tüm ekip olağan karşıladık.

Açıkçası Tunus’taki organizasyonun büyüklüğü, hem gemi hem aktivist sayısının fazlalığı, İspanya’dan kalkan teknelerin de Tunus limanına yanaşmasıyla Filo’nun nabzı burada atmaya başladı. Tunus’taki süreci yakından takip ederken, Avrupa delegasyonuna dâhil olduğumuz için çok şükrettim. Zira burada daha az tekne ve daha az aktivistle oldukça rafine bir sürecin içinde kendimizi bulduk. Böylesine, tüm insanlığın gözünü diktiği bir hareketin aktivistleri, her şeyi göze almışken, bekleme zorunluluğu ile baş etmek için ayrı bir efor gerekiyor. Zira belirsizlikler diğer tüm süreçlerden çok daha fazla yorucu olabiliyor. Ancak bizler biliyoruz ki Allah sabredenlerle beraberdir. Zaman zaman heyecanımıza kapılsak da bu süreci kafilemizdeki arkadaşların samimi dayanışması ve ana hedefimiz olan Gazze’ye odaklanarak yönetiyoruz.

Bu arada Sumud Filosu’nun Türk delegasyonunun hakkını ve özellikle de Türkiye Koordinatörü Dr. Hüseyin Durmaz’ın hakkını teslim etmek gerek. Çok çaba gösterdiğini, Filo’nun bir an önce yola çıkması için stratejiler geliştirdiğini yakından biliyorum. Hüseyin Bey sakin mizacı ve ön plana çıkmaktan imtina eden tavrıyla alışık olmadığımız bir sivil toplumculuk örneği sergiliyor. Gecesini gündüzüne katarak, ülkelerdeki limanları dolaştı. Filo’nun en etkin ve güveli biçimde Gazze ablukasını delmesi için sahadan hiç ayrılmadı ve çözüm yolları üretti. Şu satırlar için kendisi bana sitem edecektir belki fakat ben de bir gazeteci olarak gözlemlerimi yazma hakkımı kullanıyorum.

Alışık olmadığımız bir sivil toplumculuk örneği olduğunu vurgulamak istiyorum. Filo’nun organizasyonunda aktif görevli yaklaşık 90 kişi var. Bu insanların çoğu birbirlerini hiç görmedi, birçoğu farklı ülkelerde yaşıyor. İletişim teknolojilerini çok etkin kullanıyorlar. Açıkçası bizim sivil toplum yapımızda bu kadar kişinin birbirini görmeden, aynı mekânda buluşmadan karar alıp........

© Yeni Şafak