menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bu bayram da gelmedi

30 0
06.06.2025

İki gündür yüreğimde Hac günlerini, Mekke sokaklarını, Arafat’ı ve Medine’nin kokusunu dolandırıyorum. Bu yıl gidenlerin yazılarına, paylaşımlarına bakıyorum. Bir hissiyatı arıyorum. Neydi tam bilmiyorum?


Dün oturdum, geçtiğimiz yıl, Hacdayken kaleme aldığım yazıları yeniden okudum. İlk ihrama girdiğim o şaşkın andan, Medine’ye veda ettiğimiz mahzunluğa kadar 10 yazı kaleme alabilmişim. Yolculuğa çıkarken kendime böyle bir hedef koymuştum lakin zordu. Allah nasip etti.


Aradığımı bir yıl önceki satırlarıma sordum. Duygularımla yüzleştim. İhramın kuşatıcı etkisi geçmemiş. Havluya ya da esvaba bakışım değişmişti çünkü:


1- “Başka bir âlemdeyim sanki. Çünkü üzerimde ihram var. Şaşkınım. Duygularımı, düşüncelerimi, ellerimi, kollarımı, vücuduma dokunup dokunmamamı, ağzımdan çıkan her kelimeyi, ağzımdan çıkmaması gereken kelimeleri, aklımdan geçenleri ve geçmemesi gerekenleri, kalbimi, hislerimi iki parça beyaz kumaş belirliyor. (…) Ve ilk şok, ilk yüzleşme… Telefonumu koymak için, istemsizce ihramda cep aradım. Önce sağ elim, sonra sol elim boşa gitti. O nasıl bir an! Orucun ilk günleri unutursun da su içersin gibi ama öyle değil. Utandım. Acaba bu çaresizliğimi gören oldu mu diye bakındım. Ve ilk ders. Herkes kendi derdine düşmüş. Herkes ihramı taşıyabilmenin sancılarını yaşıyor. (06.06.2024)


‘O an’a gittim. Yaşamıştım çünkü. O gün cep telefonumu yanıma almamıştım. Olur da Kabe’yi ilk........

© Yeni Şafak