Adi bir iftira: Biz İsrail’den özür mü diledik?
İsrail hapishanesinde kalan son arkadaşlarımız da şükürler olsun döndüler. O halde şimdi bazı meseleleri konuşmanın vaktidir.
Sumud Filosu, daha Tunus’tayken başlayan kaotik süreçlerden beri sistematik bir şekilde sabote ediliyordu. Lakin İsrail’in ve uzantılarının engelleme çabaları döndü dolaştı, Türkiye kamuoyunda filodakileri birbirine düşürecek alçakça bir itibar suikastına dönüştü. Sürecin her anına şahitlik eden bir gazeteci ve aktivist olarak, bu organize kötülük karşısında susacak değilim.
Çünkü ülkemizde birileri, 72 saat içinde deport edilen bizlerin İsrail’den
özür
dileyerek
hapishaneden çıktığı iftirasını vicdanları sızlamadan ortaya attı. Güvendiğimiz, bizden emin olduklarını bildiğimiz insanlar dahi, sıcak kahvelerini yudumladıkları konforlu koltuklarından yaptıkları yayınlarda; günlerdir yollarda olan, son üç gününü sorgu odalarında, betondan ibaret hücrelerde, aç-susuz bir direnişle geçiren insanların onuruna ve haysiyetine saldırdı.
Aslında bu satırlarda size o hücrelerdeki direnişi, arkadaşlarımın yiğitliğini ve İsrail’in çaresizliğini anlatmam gerekirdi. Filo Günlükleri’ne böyle devam edecektim. Ancak bu kirli iftiralar, enerjimizi ve gündemimizi Gazze’den çekip kendi onurumuzu savunmaya zorlayarak tam da İsrail’in amacına hizmet etti. Bu yüzden o defteri şimdilik kapattım. Lakin........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d